BAZI ALACAKLARIN YENİDEN
YAPILANDIRILMASI İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No.
7256 Karar Tarihi:
11/11/2020
Kapsam ve tanımlar
MADDE 1 – (1)
Bu Kanun hükümleri;
a) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerince tahsil edilen;
1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu kapsamına giren;
(aa) 31/8/2020
tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde
bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara
bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
(bb) 2020
yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri,
gecikme zamları,
(cc) 31/8/2020
tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi
aslına bağlı olmayan vergi cezaları,
2) 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce verilen idari para cezaları (24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi
Hıfzıssıhha Kanunu ve 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna göre verilen idari
para cezaları ile 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi
ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve
denetleyici kurumlarca verilen idari para cezaları hariç),
3) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları
(adli para cezaları hariç),
b) 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer
kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına
bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme
faizleri, gecikme zammı alacakları,
c) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu
Kanunun yayımı tarihine veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen
sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık
statülerinden kaynaklanan, 2020 yılı Ağustos ayı ve önceki aylara
ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme
cezası ve gecikme zammı alacakları,
2) 2020 yılı Ağustos ayı ve önceki aylara
ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile
bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3) 31/8/2020 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu
işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda
bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile
bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 31/8/2020 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca
uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı alacakları,
5) İlgili kanunları gereğince takip edilen
2020 yılı Ağustos ayı ve önceki aylara ilişkin damga vergisi, özel işlem
vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı
alacakları,
ç) İl özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen ve vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
asli ve fer’i amme alacakları,
d) Belediyelerin;
1) 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve
31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan
vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi
ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, 2020
yılına ilişkin olarak 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
tahakkuk eden vergi (2020 yılına ilişkin tahakkuk eden emlak vergisi ile
iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik
vergisinin ikinci taksitleri hariç) ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı
Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
2) 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanununun 97 nci maddesine
göre tahsili gereken ve vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları,
3) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye
Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan ve vadesi
31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su, atık su ve katı atık
ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her
türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
4) Büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983
tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre vadesi
31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacakları
ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve
zamlar dâhil) alacakları,
e) 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin, vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu
hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık
su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve
gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve
zamlar dâhil) alacakları,
f) Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlıklarının (YİKOB) vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme
alacakları,
hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren
vergi, resim ve harçları,
b) Gümrük vergileri: İlgili mevzuat
uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Ticaret Bakanlığına
bağlı tahsil daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi,
diğer vergiler, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c) Beyanname: Vergi tarhına esas olan
beyanname ve bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye
İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar
toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005
tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim
oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi
(Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık
%0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade eder.
(3) Bu Kanun, yukarıdaki fıkralar kapsamına
giren kesinleşmiş alacaklar ve bazı alacakların yapılandırılmasına
ilişkin hükümler ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin
hükümleri kapsar.
Kesinleşmiş alacakların yapılandırılması
MADDE 2 – (1)
Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı
tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının tamamı
ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı
gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile aslı bu
Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla
bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının
%50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması hâlinde
gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
c) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 1 inci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan idari
para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,
ç) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve yukarıdaki bentlerin dışında
kalan asli amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu
alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
d) 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı
Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci ve
2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği
hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan tutarların bu
madde kapsamında ödenmesi hâlinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan
binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
daireleri tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş
kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük
vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları ve aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar
dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının
tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer
kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri
asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005
tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle
kesilmiş idari para cezalarının %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük vergileri
aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan
%70’i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(3) a) İhtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında
birinci ve ikinci fıkraların (a) bendi hükümleri uygulanır.
b) Bu Kanun kapsamına giren dönemlere
ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15
inci maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilmesi nedeniyle beyanname
verme ve ödeme süresi ertelenen vergilerden, ödeme süresinin son günü
2020 yılının Ekim, Kasım veya Aralık ayına tekabül edecek şekilde
belirlenenler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan
motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu
Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla, bu Kanunda
belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı
Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü
uygulanmaz.
(5) Tütün mamulleri, makaron,
yaprak sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve
ithalatçılarının, 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığına
verdiği yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiket ve
işaretleri kullanmalarına izin verilebilmesi için bu Kanun kapsamında
yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra gelen 6/6/2002
tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı
listenin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin özel tüketim
vergisi ve bu vergiye ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu
vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın tamamının ödenmesi şarttır.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği
hâlde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için
mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması
koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm
kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların
vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edilir. Bu kapsamda
yapılandırılan tutarların bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(7) 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine
göre tahsili gereken ücretler ile su, atık su ve katı atık ücreti
alacaklarından vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu
hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara
bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil)
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak
hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri
çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(8) Büyükşehir belediyelerinin, 2872 sayılı
Kanunun 11 inci maddesine göre vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan katı atık ücreti alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında birinci fıkranın (ç) bendi
hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların
aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı
cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(9) 2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir
belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/8/2020
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında
birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi
hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen
her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(10) YİKOB’ların,
vadesi 31/8/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen alacak asılları ile buna bağlı fer’i alacakları
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak
hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri
çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı fer’i alacakların
tahsilinden vazgeçilir.
(11) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
daireleri tarafından takip edilen alacaklardan 2020 yılı Ağustos ayı ve
önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk
ettiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık
statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi
itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış
isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili
kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve
eğitime katkı payı,
asılları ile bu alacaklara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen
süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(12) 31/8/2020 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce Kurumca resen tahakkuk
ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu
işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler
sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta
primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı
hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(13) 31/8/2020 tarihinden önce (bu tarih
dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce
kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve
Kurumca takip edilen idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara
ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari
para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(14) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
daireleri tarafından takip edilen ve bu Kanun kapsamına giren
alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş
olmasına rağmen, fer’ilerinin bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i
alacağın %40’ının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde, kalan %60’ının tahsilinden vazgeçilir.
(15) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile ek 5 inci ve
ek 6 ncı maddeleri kapsamında sigortalı
olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde,
yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin
borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin
borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre
taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine
getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk
taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya
başlatılır.
(16) 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili
yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu Kanunun yayımı
tarihinden 31/3/2021 tarihine kadar gelir testine başvuran kişilerin
genel sağlık sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil
başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilir.
(17) 2020 yılı Ağustos ayı ve önceki aylara
ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş
olan prim borçlarının 30/4/2021 tarihine kadar ödenmesi hâlinde gecikme
cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden
kaynaklanan prim borcu bulunanlar anılan Kanunun 67 nci maddesinde
belirtilen şartları taşımaları hâlinde, bu Kanunun yayımı tarihinden
önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın Kanunun yayımı
tarihinden itibaren 30/4/2021 tarihine kadar sağlık hizmetlerinden ve
diğer haklardan yararlandırılır. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmiş olan 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası
primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup
edilmez.
(18) Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına
ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışanlardan, 5510 sayılı Kanuna, 2/9/1971 tarihli ve 1479
sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanununun mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983
tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı hâlde prim borçları
nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri
durdurulmuş olanlardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihya
edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu Kanunun yayımı
tarihini takip eden ay başından itibaren iki ay içinde Kuruma müracaat
ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim
tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek onbirinci fıkra
hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun
tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde durdurulan
süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan borcun
tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya işlemi
geçerli sayılmaz ve bu fıkra kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin
başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir.
Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasında 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasının
(a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanmaz.
(19) Bu Kanun kapsamına giren dönemlere
ilişkin olup, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 5510 sayılı Kanunun 91
inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre mücbir sebep hâli ilan edilmesi
nedeniyle ödeme süresi ertelenen primlerden ödeme süresinin son günü
2020 yılının Ekim, Kasım veya Aralık ayına tekabül edecek şekilde
belirlenenler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
(20) Bu madde hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır.
Ortak hükümler
MADDE 3 – (1)
Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin
hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçluların;
a) 31/12/2020 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret
Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara bağlı
tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 31/1/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil), Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksitini 28/2/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihleri takip eden
ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Bu Kanuna göre ödenecek taksitlerin
ödeme süresinin son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre, tatili
izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan
tutarlar peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk
taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı
uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların %90’ının
tahsilinden vazgeçilir.
2) 1 inci maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu Kanun kapsamında
yapılandırılan idari para cezalarından %25 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (2 nci maddenin ondördüncü fıkrası
kapsamındaki alacaklar hariç) %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki
taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden %50
indirim yapılır.
2) 1 inci maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu Kanun kapsamında
yapılandırılan idari para cezalarından %12,5 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (2 nci maddenin ondördüncü fıkrası
kapsamındaki alacaklar hariç) %25 indirim yapılır.
c) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek
istenmesi hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak
şartıyla borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz
eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır.
Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
ç) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak
ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,045),
2) Dokuz eşit taksit için (1,083),
3) On iki eşit taksit için (1,105),
4) On sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar,
taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde
ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine
uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede
ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.
d) Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken
tutarlar; il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve
bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif
alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler
hâlinde azami otuz altı eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra
hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmi dört eşit taksit için (1,194),
otuz eşit taksit için (1,238), otuz altı eşit taksit için (1,318) olarak
uygulanır.
e) Bu Kanun kapsamında belediyeler ve
bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken
tutarlar, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı
üzerinden ayrılan paylarından, 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel
İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay
Verilmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin
dördüncü fıkrasındaki %40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler
hâlinde azami yüz yirmi eşit taksitte tahsil edilir. Ancak, bu kapsamda
yapılacak kesinti tutarı her hâl ve takdirde bu idareler adına genel
bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık
tutarının %50’sini aşamaz.
1) Taksitle yapılacak ödemelerde belirlenen
tutar;
(aa) Altı eşit
taksit için (1,032),
(bb) Dokuz eşit
taksit için (1,053),
(cc) On iki
eşit taksit için (1,064),
(çç) On sekiz
eşit taksit için (1,086),
(dd) Yirmi dört
eşit taksit için (1,109),
(ee) Otuz altı
eşit taksit için (1,19),
(ff) Kırk sekiz
eşit taksit için (1,247),
(gg) Altmış
eşit taksit için (1,304),
(ğğ) Yetmiş iki
eşit taksit için (1,361),
(hh) Yüz yirmi
eşit taksit için (1,64),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar,
taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde tahsil
edilecek taksit tutarı hesaplanır.
2) 5779 sayılı Kanuna göre yapılacak
kesintilerin Cumhurbaşkanınca durdurulması hâlinde aylık taksitlerin
ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için de durdurulur ve taksit
ödemeleri yönünden bu Kanun hükümlerine göre ihlal nedeni sayılmaz. Bu
taksitler, taksit ödeme süresinin sonundan itibaren ayrıca bir katsayı
ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın, aylık dönemler itibarıyla paylardan
kesinti suretiyle tahsil edilir. Taksit tutarlarının, bu bent
kapsamındaki borçluların genel bütçe paylarından daha yüksek olması
hâlinde ise eksik tutarlar borçlularca taksit ödeme süresini takip eden
ay sonuna kadar geç ödeme zammı uygulanmaksızın ödenir.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal
Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek
olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı
kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye
aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine
konu borç tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme
aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için
ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve
borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu şekilde
tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik Kurumu
hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde
belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren
hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre taksitlerin kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi, katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere,
bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek
tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına
mahsuben ödemek isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine
getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili
mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz
etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın mükellefin mahsup
talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara
mahsup işlemleri yapılır; mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda
mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen
tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir
ay içerisinde ödenmesi istenir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın,
ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve
kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmaz.
(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken
taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan
taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde
ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen
taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi
hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve
kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde
tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer
taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında
ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir
madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için
ayrı ayrı uygulanır.
(7) Bu Kanuna göre ödenecek taksit
tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil)
kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmaz.
(8) Bu Kanun kapsamına giren alacakların
altıncı fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde
borçlular, ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden
yararlanırlar. Kanun kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü
ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında
yapılır ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip
işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam eder.
(9) Bu Kanun kapsamına giren alacakların,
bu Kanunun yayımı tarihinden önce;
a) 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar
uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte
olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri
hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil
şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri
geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile
ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda öngörülen
faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul
edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
b) 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi
ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanuna göre yapılandırılan ve bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam
eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri hâlinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 7143 sayılı Kanun kapsamında
ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde
ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen
süre için anılan Kanuna göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı
uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde ödenmemiş
alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılır
ve ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden
vazgeçilir.
(10) Bu Kanun hükümleri;
a) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci
maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile
10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin
birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar,
b) 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017 tarihli
ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı
Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun hükümlerine göre bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit
ödemeleri devam eden alacaklar ile 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden
alacaklar,
hakkında uygulanmaz.
(11) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde
ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla
Kanunun yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı,
gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz.
(12) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla
ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde
kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu Kanuna göre
ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar,
borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı
tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi
gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.
(13) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya
açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken
borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili
maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini
belirtmeleri şarttır. Borçlularca, bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak
üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili
tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği
tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili
yargı merciine gönderilir. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince
yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış
davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye
Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu
ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun
yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak
üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama
gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep
edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden
önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri
alınmaz.
(14) Bu Kanun kapsamındaki alacaklara
ilişkin ilgili mevzuatta yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla
taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.
(15) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara
karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar,
bu Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile dokuzuncu fıkra
kapsamındaki tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar
uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve
iadesi yapılmaz.
(16) Cumhurbaşkanı, bu Kanunda öngörülen
başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde
de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ticaret Bakanlığı
tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede
faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213
sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre mücbir sebep hâli kabul
edilenlerin, bu Kanun kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı
idarelere mücbir sebep hâllerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri
gereken taksitlerin ödeme süreleri ile 213 sayılı Kanunun 15 inci
maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerdeki dairelere
(alacaklı idarelere) mücbir sebep hâlinin vukuu tarihinden itibaren
ödenmesi gereken taksitlerin ödeme sürelerini, mücbir sebep hâlinin
bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir
yıla kadar uzatmaya yetkilidir.
(17) On altıncı fıkra hükümlerine göre
mücbir sebep nedeniyle ödeme süresi uzatılan taksitler için altıncı
fıkrada yer alan, taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi şartı
aranmaz.
(18) Bu Kanunun uygulamasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı,
Ticaret Bakanlığı veya Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir. İl özel
idareleri, belediyeler ile YİKOB’lara ait
amme alacaklarına ilişkin hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar
Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Diğer hükümler
MADDE 4 – (1)
Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte
olan ve vadesi 31/12/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun
kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate
alınmak suretiyle tutarı 100 Türk lirasını aşmayan asli alacakların ve
tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş
fer’i alacaklardan tutarı 200 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden
vazgeçilir.
(2) Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2014 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında gümrük idarelerince
takibi gereken her bir alacağın; türü, yükümlülüğü, asılları ayrı ayrı dikkate
alınmak suretiyle tutarı 100 Türk lirasını aşmayan asli alacakların,
idari para cezalarında 150 Türk lirasını aşmayanların ve tutarına
bakılmaksızın bu alacaklara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i
alacaklarda toplamı 200 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden
vazgeçilir.
(3) 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkarılan
iş yerlerine ilişkin olup iş yerine ait borcun tamamının ödeme süresi
31/12/2017 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu hâlde ödenmemiş sigorta
primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari
para cezası asılları toplamı 100 Türk lirasını aşmayan alacaklar ile
tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme
zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş olan
fer’i alacaklardan tutarı 200 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden
vazgeçilir.
(4) İşverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510
sayılı Kanunun 14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39 uncu ve 76 ncı maddeleri,
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 10
uncu, 26 ncı, 27 nci ve
28 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanunun mülga 63 üncü maddesi ve 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun
mülga 129 uncu maddesi gereğince iş kazası ve meslek hastalığı,
malullük, adi malullük ve ölüm hâlleri ile genel sağlık sigortalısına ve
bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle
ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni
faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu
borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(5) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla
veya yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve 506 sayılı Kanunun, 1479
sayılı Kanunun, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun, 2926 sayılı Kanunun, 5434 sayılı Kanunun mülga
hükümleri ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi
gereğince tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç
asılları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu
Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin
tahsilinden vazgeçilir.
(6) 31/8/2020 tarihi (bu tarih dâhil)
itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmemiş olan;
a) 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu hükümlerine
göre üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak
oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliğine olan aidat borçları asılları ile 3/6/2007 tarihli
ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 26 ncı maddesinin
yirmi üçüncü fıkrası ile 27 nci maddesinin
yedinci fıkrası uyarınca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine ödenmesi
gereken sigorta eksperleri ve sigorta acenteleri levha aidat borç
asıllarının tamamının,
b) 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümlerine göre esnaf ve
sanatkârların üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların
birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonuna olan katılma payı, esnaf
ve sanatkârların meslek eğitimini geliştirme ve destekleme fonu borç
asıllarının tamamının,
c) 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine
göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları
ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali
Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının
tamamının,
ç) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı
Avukatlık Kanunu hükümlerine göre avukatların ve stajyer avukatların
baro kesenekleri ile staj kredisi borçlarının asıllarının tamamının,
d) 18/6/2009 tarihli ve 5910 sayılı Türkiye
İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun hükümlerine göre ihracatçıların üyesi oldukları ihracatçı
birliklerine olan üyelik aidat borçlarının asıllarının tamamının,
birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler
hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen
veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir.
e) Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar
alacaklı birime başvurulması şarttır.
f) Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen
ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat
hükümlerine göre tahsil edilir.
g) Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra
dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu
edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil
olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar
ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet
ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez.
ğ) Baro keseneğinin ve staj kredisi
borcunun ödenmemesine bağlı olarak yürütülen levhadan ve sicilden silme
işlemleri ile yasal takip işlemleri bu Kanunun yayımı tarihini izleyen
aydan itibaren taksitlerin ödeme süresinin sonuna kadar durdurulur.
h) Vergi mükellefiyeti sona erdiği hâlde
oda/borsa kayıtları devam eden üyelerin, vergi mükellefiyetinin sona
erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra hükümleri
uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra, tahakkuk
etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
ı) Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye ilgili idareler yetkilidir.
(7) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri
Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından
31/8/2020 tarihinden önce kullandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce uygunsuzluğu tespit edilmiş olan geri ödemesiz destekler,
kredi faiz destekleri, geri ödemeli desteklerden ödenmemiş destek
tutarları ile KOSGEB aidat alacaklarının yargıya intikal etmiş ya da
etmemiş olan aslı ile bu alacaklara bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
hesaplanan faiz yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın
sonuna kadar başvuruda bulunulması ve bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin tahsilinden
vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla KOSGEB tarafından
taksitlendirilmiş destek alacakları ile ilgili olarak da bu fıkra
hükmünden yararlanılabilir. Bu takdirde ödenmiş tutarlar için
taksitlendirme işlemleri geçerli sayılır ve kalan borç tutarı üzerinden
bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Haklarında; hukuki işlem devam eden
işletmeler ile kurumların bu fıkra hükmünden yararlanarak borçlarını
ödemek istemeleri hâlinde bu iradelerini başvuru dilekçelerinde
belirtmeleri ve idarenin talep ettiği alacak tutarını kabul etmeleri,
hukuki işleme ilişkin mahkeme/icra masraflarını ve vekâlet ücretini ilk
taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu takdirde, idarece
açılmış davalar sonlandırılır ve bu sebeple idareden herhangi bir masraf
ve vekâlet ücreti talep edilemez ve bu alacakla ilgili herhangi bir dava
açılamaz. Bu fıkra hükmünden yararlanarak borçlarını ödeyen işletmeler
KOSGEB tarafından sağlanan yeni desteklerden faydalandırılır. Bu fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
(8) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının
bütçesinden 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri
Kanunu hükümlerine göre kurulan organize sanayi bölgelerine ve sanayi
sitesi yapı kooperatiflerine kullandırılan kredilerden 30/6/2020 tarihi
itibarıyla ödeme süresi geldiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının (kanuni takipte olanlar
dâhil) asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan
ibaret olması hâlinde bu alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına ya da
bu Bakanlığın uygun görmesi hâlinde kredi ödemelerine aracılık eden
bankaya başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksiti
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere
ikişer aylık dönemler hâlinde bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi şartıyla fer’ilerin tamamının
tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava
konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun
bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde,
sürdürülen davalar sonlandırılır, icra ve takip işlemleri durdurulur. Bu
takdirde, borçluların mahkeme masraflarını, icra masraflarını ve vekâlet
ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu fıkra
kapsamına giren alacakların tamamının bu Kanunda öngörülen süre ve
şekilde ödenmemesi hâlinde alacak, ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde
hesaplanır ve ödenen tutarlar mahsup edilir. Bu fıkra kapsamına giren
alacaklara karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenen tutarlar bu
fıkra hükümlerine dayanılarak red ve
iade edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilidir.
(9) İl özel idareleri, belediyeler ve
bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden fazlası bunlara
ait şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında yaptıkları
satış, irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan (tasarrufunda
bulunan taşınmazların kira ve irtifak hakkı bedelleri ile kaynak
sularının kira bedeli dâhil) ve vadesi 31/8/2020 tarihi itibarıyla
geldiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan
kullanım bedelleri ve hasılat payları asıllarının tamamı ile bu
alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine
bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü
aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit
taksitte 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre
hesaplanan katsayı ile birlikte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara
hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu takdirde mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücreti
ilk taksit tutarı ile birlikte tahsil edilir. Bu fıkra hükümlerinden
yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve açılmış davalardan
vazgeçilmesi şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine
göre tahsil edilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir.
(10) Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut
vakıflara ve temsilen yönetilen vakıflara ait taşınmazların kiralanması
işlemlerinden kaynaklanan ve 31/8/2020 tarihi itibarıyla vadesi geldiği
hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kira
bedelleri asıllarının, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ay
sonuna kadar başvuruda bulunulması ve bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen üç ay içinde haklarında açılan dava ve icra takiplerine ilişkin
yargılama masrafları ile birlikte tamamen ödenmesi şartıyla, bu
alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların
tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamına giren alacakların taksitle
ödenmek istenmesi hâlinde en fazla on iki ay içinde ve eşit taksitler
hâlinde kanuni faizi ile birlikte ödenmek üzere taksitlendirme
yapılabilir. Bu takdirde dava ve icra takiplerine ilişkin yargılama
masrafları ilk taksit tutarı ile birlikte tahsil edilir. Bu fıkra
hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve açılmış
davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu kiracılardan, tahliye hakkı doğmuş
ancak tahliye kararı kesinleşmemiş olanlar ile yeniden sözleşme
yapılabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğüne, mazbut vakıflar ile temsilen
yönetilen vakıflara ait taşınmazlar üzerinde bu Kanunun yayımlandığı
tarihte işgalci durumda olanlar ile işgalleri bu tarihten önce
sonlandırılanlardan ecrimisil borcu
bulunanların talep etmeleri hâlinde birikmiş borçları bu fıkrada
belirtilen şartlarla tahsil edilir. Hâlen işgali devam edenlerin
müracaat etmeleri hâlinde, taşınmazın mevcut durumu dikkate alınarak
taşınmazın bağlı olduğu bölge müdürlüğünce belirlenecek bedel üzerinden
bu taşınmazlar kiralanabilir. Bu fıkra kapsamında yapılandırılan
tutarların fıkra kapsamında ödemeleri devam ettiği sürece bu borçlar
nedeniyle 25/3/2020 tarihli ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunla 20/2/2008 tarihli ve 5737 sayılı Vakıflar
Kanununa eklenen geçici 14 üncü madde hükmü uygulanmaz. Bu fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkranın uygulanmasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Vakıflar Genel Müdürlüğü
yetkilidir.
(11) Kalkınma ajanslarının, 25/1/2006
tarihli ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Hizmetlerine İlişkin Kanun
gereğince il özel idareleri ve belediyeler ile sanayi ve ticaret
odalarından olan ve 30/6/2020 tarihi itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde
bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan alacak
asıllarının tamamı ile bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, gecikme
faizi, faiz gibi fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
kalkınma ajanslarına başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın
ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak
üzere ikişer aylık dönemler hâlinde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
azami on sekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklar için
daha önce hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması
hâlinde dava ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların
mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile
birlikte ödemeleri şarttır. Bu fıkra hükmünden yararlanarak ilk taksiti
ödeyen il özel idareleri ve belediyeler ile sanayi ve ticaret odaları,
yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ettiği müddetçe kalkınma
ajansları tarafından sağlanan desteklerden faydalanabilir. Bu fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
(12) Türk Standardları Enstitüsünün
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla takibe intikal etmiş ve haklarında
icra takibi başlatılmış gerçek ve tüzel kişilerden hizmet alanları
kapsamında bulunan alacaklarının asıllarının tamamı ile bu alacaklara
hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacaklar
yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunun yayımlandığı
tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar Türk Standardları Enstitüsünün
takip ve tahsille görevli birimlerine başvuruda bulunulması ve ödenmesi
gereken tutarın ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
üçüncü aydan başlamak üzere bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla bu borçlara hesaplanan gecikme zammı, gecikme
faizi, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri
sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme ve icra masrafları ile
vekalet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu
fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve
şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak
asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
(13) a) Tarım ve Orman Bakanlığınca,
tarımsal amaçlı kooperatiflere veya bu kooperatiflerin ortaklarına
31/8/2020 tarihinden önce kullandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla muaccel hâle gelen krediler ile ilgili mevzuatı uyarınca
yeniden yapılandırılan ancak taksitleri süresinde ödenmeyen kredi
alacaklarının bakiye asılları ile ödenmeyen alacağın vadesinin başlangıç
tarihi itibarıyla bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar %3 faiz
uygulanarak hesaplanacak borç tutarının; bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine
başvuruda bulunarak ilk taksit 2021 yılı Kasım ayından başlamak üzere ve
her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte
ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükümlerine uygun ödeme yapıldığı takdirde bu
Kanunun yayımı tarihinden sonraki sürelere herhangi bir faiz, zam ve
katsayı uygulanmaz.
b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce
dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için,
borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması
hâlinde davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde
borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit
tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.
c) Bu fıkra kapsamına giren alacakların
tamamının bu fıkrada öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde alacak
ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde hesaplanır ve ödenen tutarlar mahsup
edilir.
ç) Bu fıkra kapsamına giren alacaklara
karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenen tutarlar red ve
iade edilmez.
d) Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilidir.
(14) Orman köylerinde oturan köylüler ile
bu köylülerce kendi aralarında 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı
Kooperatifler Kanununa göre kurulmuş veya durumları bu Kanun hükümlerine
intibak ettirilmiş çok amaçlı tarımsal kalkınma kooperatiflerine Orman
Genel Müdürlüğünce kullandırılan kredilerden ödeme süresi geldiği hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının
asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun
yayımı tarihine kadar %3 faiz uygulanarak hesaplanacak tutarın; bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar orman bölge
müdürlüklerine yazılı başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın,
ilk taksiti 2021 yılı Kasım ayından başlamak üzere ve her yıl ilk
taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla
bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükümlerine uygun ödeme yapıldığı takdirde bu
Kanunun yayımı tarihinden sonraki sürelere herhangi bir faiz, zam ve
katsayı uygulanmaz. Bu fıkra uyarınca taksitlendirilen alacaklara
ilişkin olarak açılmış davalar sonlandırılır. Yargılama giderleri ile
icra masrafları ve vekalet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu
fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve
şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak
asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Orman Genel
Müdürlüğü yetkilidir.
(15) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler
veya bağlı kuruluşlarının, 3/7/1968 tarihli ve 1053 sayılı Belediye
Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini
Hakkında Kanun kapsamında imzalanan protokol uyarınca Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğüne ödenmesi gereken ve bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş bulunan borçlarının en az
%25’ini fer’ileriyle birlikte bu Kanunun
yayımlandığı tarihten itibaren en geç bir ay içinde Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğüne ödemeleri hâlinde veya bu tutar tahsil edilmiş
olanlarından fıkra hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunmaları
hâlinde, kalan borcu işleyecek kanuni faiz ile birlikte ve
protokollerindeki kalan taksit sürelerine eşit bölünmek suretiyle Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğüne ödenir. Bu fıkra uyarınca yapılandırılan
borçlar için açılan davalar ve yapılan icra takipleri kendiliğinden sona
erer. Yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yetkilidir.
(16) Bu Kanun kapsamına giren ve 31/8/2020
tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımı tarihinden 3 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen başvuru tarihine kadar kesinleşen ve bu tarihe kadar
başvuruda bulunulan Sosyal Güvenlik Kurumunca takip edilen idari para
cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği
tarihlerden başvuru tarihine kadar geçen süre için aylık %0,35 oranında
hesaplanacak tutarın, 3 üncü madde hükümlerine göre ödenmesi hâlinde,
idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına
uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
MADDE 5 – 25/8/1999
tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“EK MADDE 7- İşsizlik ödeneğinden
yararlandırılıp, işten ayrılmalarını takip eden 90 gün içerisinde özel
sektör işyerlerinde bu Kanun kapsamında işe giren ve işe girdiği
tarihten itibaren hizmet akdine tabi olarak en az on iki ay süreyle
kesintisiz çalışanlardan talepte bulunanların, 5510 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca sigortalı sayılmak
suretiyle, işe başladıkları tarihten önce yararlandıkları en son
işsizlik ödeneği süresi için Kurumca Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeme
yapıldığı tarihte geçerli prime esas kazanç alt sınırı üzerinden
hesaplanacak uzun vadeli sigorta primi işveren ve sigortalı hisselerinin
tamamı Fondan karşılanır. Bu fıkra hükümlerinden aynı işsizlik ödeneği
hak sahipliği için sadece bir defa yararlanılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Kurumca belirlenir.”
MADDE 6 – 4447
sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinin onikinci fıkrasında
yer alan “2015 yılından itibaren beş yıla” ibaresi “31/12/2023 tarihine”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7 – 4447
sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Cumhurbaşkanı, birinci ve onuncu
fıkralarda yer alan 31/12/2020 tarihlerini 31/12/2023 tarihine ve ikinci
fıkrada yer alan 2020 yılını 2023 yılına kadar uzatmaya yetkilidir.”
MADDE 8 – 4447
sayılı Kanunun geçici 21 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Cumhurbaşkanı, üçüncü fıkrada yer alan
2020 yılını 2023 yılına kadar uzatmaya ve yedinci fıkrada yer alan
31/12/2020 tarihini 31/12/2023 tarihine kadar uzatmaya yetkilidir.”
MADDE 9 – 4447
sayılı Kanunun geçici 22 nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “1/1/2021” ibaresi “31/12/2023” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 10 – 4447
sayılı Kanunun geçici 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan
“31/12/2020” ibaresi “30/6/2021” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 11 – 4447
sayılı Kanunun geçici 26 ncı maddesinin
dokuzuncu fıkrasına “altı aya kadar uzatmaya” ibaresinden sonra gelmek
üzere “ve 31/12/2020 tarihini 30/6/2021 tarihine kadar uzatmaya” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 12 – 4447
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 27 – 1/10/2020 tarihi
itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen aylık prim ve hizmet
belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı
olanlar, sosyal güvenlik kuruluşlarından emeklilik veya yaşlılık aylığı
almakta olanlar ile yabancılar hariç; 4857 sayılı Kanun kapsamında olup
olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesiyle
hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilerek veya bildirilmeksizin
istihdam edilip 1/1/2019-17/4/2020 tarihleri arasındaki dönemde iş veya
hizmet sözleşmesi 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci
fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer Kanunların ilgili hükümlerine
göre ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzeri sebepler
dışında sona erenler ile hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumuna
bildirilmeksizin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla istihdam
edilmeye devam edilmekte olanların, iş veya hizmet sözleşmelerinin sona
erdiği ya da hâlihazırda çalışmakta oldukları en son özel sektör
işverenine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden 30 gün
içerisinde başvuruda bulunmaları ve işveren tarafından;
a) Fiilen çalıştırılmaları hâlinde, prim
ödeme gün sayılarının 44,15 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak
tutar 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinde yer alan fesih
yapılamayacak süreyi geçmemek üzere her ay bu işverenlerin Sosyal
Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle
işverene Fondan destek sağlanır.
b) İşe başlatılıp 4857 sayılı Kanunun
geçici 10 uncu maddesi uyarınca işveren tarafından ücretsiz izne
ayrılanlara, kısa çalışma ödeneğinden faydalanmamak kaydıyla, 4857
sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinde yer alan fesih yapılamayacak
süreyi geçmemek üzere, bu süre içinde ücretsiz izinde bulundukları süre
kadar, Fondan günlük 39,24 Türk lirası nakdi ücret desteği verilir.
Yapılan ödemelerden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılamaz.
Bu fıkra kapsamında nakdi ücret desteğinden yararlananlar 5510 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve
genel sağlık sigortasına ilişkin primleri Fondan karşılanır. Bu fıkra
kapsamında nakdi ücret desteğinden yararlanan işçinin başvuruda
bulunduğu işveren tarafından fiilen çalıştırıldığının tespiti hâlinde
işverene, bu şekilde çalıştırılan her işçi ve çalıştırıldığı her ay için
ayrı ayrı olmak üzere fiilin
işlendiği tarihteki 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesince belirlenen
aylık brüt asgari ücret tutarında çalışma ve iş kurumu il
müdürlüklerince idari para cezası uygulanır ve ödenen nakdi ücret
desteği ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte
işverenden tahsil edilir.
c) Başvurusunun kabul edilmediğini Kuruma
bildirenler için hanesinde sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir ya da
aylık alan, kısa çalışma ödeneğinden ya da işsizlik ödeneğinden
faydalanan veya 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi, (b) bendi ve (c) bendi kapsamında sigortalı olan veya 506
sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi
kapsamındaki sandıklara tabi olarak çalışan ile düzenli sosyal yardım
alan bulunmamak şartlarını sağlayanlara 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamında yapılacak
değerlendirme göz önüne alınarak 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu
maddesinde yer alan fesih yapılamayacak süreyi geçmemek üzere Fondan
hane başına günlük 34,34 Türk lirası destek verilir.
Bu madde uyarınca destekten yararlananlar,
geçici 28 inci maddede düzenlenen destekten yararlanamaz.
İşveren, birinci fıkranın (a) bendi
uyarınca destekten yararlanan sigortalıların yarısından her birini, bu
maddenin uygulama süresinin sona ermesinden itibaren, birinci fıkranın
(a) bendi kapsamına girenlerin destekten yararlandığı ortalama süre
kadar fiilen çalıştırmakla yükümlüdür. Ödenen destek tutarı, bu
yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenden, desteğin ödeme tarihinden
itibaren 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilir.
Hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumuna
bildirilmeksizin çalıştırıldığı işveren tarafından kabul edilenlere,
işveren tarafından bu şekilde çalıştırıldıkları döneme ilişkin olarak
ücret ve ücrete bağlı hakları hariç olmak üzere diğer haklarından
feragat etmiş sayılır ve bu şekilde çalıştırıldıkları dönemde ilgili
mevzuatı uyarınca daha önce yararlanmış oldukları sosyal yardım ve diğer
haklar borç çıkarılmaz.
Bu madde uyarınca başvuruda bulunanlardan
hizmetlerini Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeksizin istihdam ettiğini
kabul eden işverenlere; ilgililerin işveren yanında hizmetleri
bildirilmeksizin çalıştırıldığı dönemler için 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesine
göre idari para cezası uygulanmaz, işsizlik sigortası primi de dâhil
olmak üzere sigorta primi tahakkuk ettirilmez ve ilgili mevzuatta yer
alan ortalama ve toplam sigortalı sayısı hesabında dikkate alınmaz. Bu
işverenlerin, hizmetlerini Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeksizin
istihdam ettiğini kabul etmesi; bu Kanun veya diğer Kanunlar uyarınca
sağlanan sigorta primi indirimi, teşvik ve desteklerden yararlanmasına
engel teşkil etmez ve daha önce yararlanmış oldukları sigorta primi
indirimi, teşvik ve destekler için borç çıkarılmaz.
Hizmetlerini Sosyal Güvenlik Kurumuna
bildirilmeksizin istihdam edildiği işverence kabul edildiği hâlde yanlış
beyanda bulunulduğunun tespiti hâlinde, bu madde uyarınca verilen
destekler ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte
işverenden tahsil edilir ve tespit edilen her bir yanlış beyan için
işveren ve destekten yararlanana ayrı ayrı olmak
üzere tespit tarihindeki 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesince
belirlenen aylık brüt asgari ücret tutarında çalışma ve iş kurumu il
müdürlüklerince idari para cezası uygulanır.
Birinci fıkrada ve geçici 24 üncü maddede
yer alan destek tutarlarını bu maddenin yürürlük tarihinden sonraki
tespit edilecek asgari ücret artış oranında artırmaya Cumhurbaşkanı
yetkilidir.
Fondan bu madde kapsamında karşılanan
tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya
maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu madde hükümleri; 5335 sayılı Kanunun 30
uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait
işyerleri ile 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası
anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734
sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri
ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar, 5510 sayılı Kanunun
ek 9 uncu maddesi kapsamında ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve
yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
Birinci fıkra uyarınca destekten
yararlananları işe alan işverenler; aynı sigortalı için destekten
yararlanılan süre boyunca, bu Kanun ile diğer kanunlarda diğer sigorta
primi teşvik, destek ve indirimlerinden yararlanamaz.
Bakanlık, bu madde uyarınca verilecek
desteklere ilişkin ödeme usul ve esaslarını belirlemeye ve bu maddenin
uygulanmasına ilişkin ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye
yetkilidir.”
MADDE 13 – 4447
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 28 – 1/10/2020 tarihi
itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen aylık prim ve hizmet
belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı
olanlar, sosyal güvenlik kuruluşlarından emeklilik veya yaşlılık aylığı
almakta olanlar ile yabancılar hariç; özel sektör işyerlerinde 2019/Ocak
ila 2020/Nisan aylarında/dönemlerinde aylık prim ve hizmet belgesi veya
muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında uzun vadeli sigorta
kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı
sayısına ilave olarak veya 17/4/2020 tarihinden sonra ilk defa 5510
sayılı Kanun kapsamına alınan ya da daha önce tescil edildiği hâlde
2019/Ocak ila 2020/Nisan aylarında/dönemlerinde sigortalı
çalıştırılmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet
belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermeyen özel sektör
işyerlerinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işe
alınanların fiilen çalıştırılmaları hâlinde, prim ödeme gün sayısının
44,15 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar 4857 sayılı Kanunun
geçici 10 uncu maddesinde yer alan fesih yapılamayacak süreyi geçmemek
üzere, her ay bu işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri tüm
primlerden mahsup edilmek suretiyle işverene Fondan destek sağlanır. Bu
maddeyle sağlanan destekten yararlananlar geçici 27 nci maddede
düzenlenen destekten yararlanamaz.
Bu madde kapsamında işe başlatılıp 4857
sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesi uyarınca işveren tarafından
ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan
sigortalılara 4857 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinde yer alan
fesih yapılamayacak süreyi geçmemek üzere, bu süre içinde ücretsiz
izinde bulundukları süre kadar, Fondan günlük 39,24 Türk lirası nakdi
ücret desteği verilir. Yapılan ödemelerden damga vergisi hariç herhangi
bir kesinti yapılamaz. Bu fıkra kapsamında nakdi ücret desteğinden
yararlananlar 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı
sayılırlar ve genel sağlık sigortasına ilişkin primleri Fondan
karşılanır. Bu fıkra kapsamında nakdi ücret desteğinden yararlanan
işçinin başvuruda bulunduğu işveren tarafından fiilen çalıştırıldığının
tespiti hâlinde işverene, bu şekilde çalıştırılan her işçi ve
çalıştırıldığı her ay için ayrı ayrı olmak
üzere fiilin işlendiği tarihteki 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesince
belirlenen aylık brüt asgari ücret tutarında çalışma ve iş kurumu il
müdürlüklerince idari para cezası uygulanır ve ödenen nakdi ücret
desteği ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte
işverenden tahsil edilir.
Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik
bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve
kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık
ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs
işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi bu madde
uyarınca verilen desteklerden yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis
ettiği anlaşılan işyerlerinden Fon tarafından karşılanan tutar 5510
sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası
ve gecikme zammı ile birlikte geri alınır.
İşveren, birinci fıkra uyarınca destekten
yararlanan sigortalıların yarısından her birini, bu maddenin uygulama
süresinin sona ermesinden itibaren, birinci fıkra kapsamına girenlerin
destekten yararlandığı ortalama süre kadar fiilen çalıştırmakla
yükümlüdür. Ödenen destek tutarı, bu yükümlüğünü yerine getirmeyen
işverenden, desteğin ödeme tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun 89
uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı
ile birlikte işverenden tahsil edilir.
Bu madde hükümlerine aykırı işlem yapılması
hâlinde yapılan fazla ve yersiz ödemeler ilgili fıkra hükümleri saklı
kalmak kaydıyla kanuni faiziyle birlikte işverenden tahsil edilir.
Ayrıca her bir sigortalı için brüt asgari ücret tutarında idari para
cezası uygulanır.
Bu maddede yer alan destek tutarlarını bu
maddenin yürürlük tarihinden sonraki tespit edilecek asgari ücret artış
oranında artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Fondan bu madde kapsamında karşılanan
tutarlar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya
maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu madde hükümleri; 5335 sayılı Kanunun 30
uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait
işyerleri ile 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası
anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734
sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri
ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar, 5510 sayılı Kanunun
ek 9 uncu maddesi kapsamında ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve
yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
Birinci fıkra uyarınca destekten
yararlananları işe alan işverenler; aynı sigortalı için destekten
yararlanılan süre boyunca, bu Kanun ile diğer kanunlarda diğer sigorta
primi teşvik, destek ve indirimlerinden yararlanamaz.
Bakanlık, bu madde uyarınca verilecek
desteklere ilişkin ödeme usul ve esaslarını belirlemeye ve bu maddenin
uygulanmasına ilişkin ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye
yetkilidir.”
MADDE 14 – 4447
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 29 – Yeni Koronavirüs (Covid-19)
sebebiyle işverenlerin yaptıkları zorlayıcı sebep gerekçeli kısa çalışma
başvurularının alınması, değerlendirilmesi ve ödenmesine ilişkin
işlemler hakkında Bakanlık ve Kurum personeline herhangi bir sorumluluk
yüklenemez. Bu kapsamda 2020 Ekim ayı ve öncesi döneme ait işverenlerin
hatalı işlemlerinden kaynaklanan fazla ve yersiz ödemelerden bu maddenin
yürürlük tarihi itibarıyla tahsil edilmemiş olanlar terkin edilir.
Tahsil edilenler iade veya mahsup edilemez.”
MADDE 15 – 31/12/1960
tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasına (9) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent
eklenmiş ve mevcut (10) numaralı bent buna göre teselsül ettirilmiştir.
“10. Ayrı bir iş yeri açmaksızın ve sanayi
tipi veya seri üretim yapabilen makine ve alet kullanmaksızın
oturdukları evlerde imal ettikleri malları internet ve benzeri
elektronik ortamlar üzerinden satanlar. Bu bent kapsamında esnaf
muaflığından faydalanılabilmesi için Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi
alınması, Türkiye’de kurulu bankalarda bir ticari hesap açılması ve tüm
hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır.
Bankalar, bu bent kapsamında açılan ticari hesaplara aktarılan tutarlar
üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %4 (bir ve üzeri işçi
çalıştırıldığı durumda %2) oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak
ve 98 ve 119 uncu maddelerdeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle
yükümlüdür. İstihdama bağlı indirimli oranın uygulanması için ilgili
ayda bir işçinin en az on gün süreyle çalıştırılması gerekir. Bu hasılat
tutarı üzerinden ayrıca 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapılmaz.
Bu bent kapsamında elde edilen hasılatın 220.000 Türk lirasını aşması
hâlinde, mükellef izleyen takvim yılı başından itibaren gerçek usulde
vergilendirilir ve tekrar bu muafiyetten faydalanamaz. Bentte yer alan
hasılat koşulu dışındaki diğer şartların ihlal edildiğinin tespit
edilmesi hâlinde muafiyetten faydalanılamaz ve zamanında tahakkuk
ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası
kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur. Bentte yer
alan oranları ve tutarı, yarısına kadar indirmeye ve iki katına kadar
artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.”
MADDE 16 – 193
sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
“16. Tam mükellef gerçek kişilerin,
27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 225 inci maddesi
kapsamında dolaylı temsilci olarak yetkili kılınan Posta İdaresi ya da
hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler tarafından düzenlenen
elektronik ticaret gümrük beyannamesiyle gerçekleştirdikleri mal
ihracatı kapsamında elde ettikleri kazancın %50’si. Bu indirimden
yararlanılabilmesi için bu kapsamda sayılan;
a) İhracattan kaynaklanan hasılatları
toplamı yıllık 400.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda
kendilerinin sigortalı olması,
b) İhracattan kaynaklanan hasılatları
toplamı yıllık 800.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda
kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama bir tam zamanlı ya da eş
değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
c) İhracattan kaynaklanan hasılatları
toplamı yıllık 1.600.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda
kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama iki tam zamanlı ya da eş
değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
d) İhracattan kaynaklanan hasılatları
toplamı yıllık 2.400.000 Türk lirasına kadar olanların, ilgili yılda
kendilerinin sigortalı olması ve en az ortalama üç tam zamanlı ya da eş
değer kısmi zamanlı işçi çalıştırması,
şarttır. (Bu bentte geçen sigortalı ibaresi
5510 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılanları ifade eder.)
Cumhurbaşkanı bu bentte yer alan oran,
tutar ve sayıları yarısına kadar indirmeye ve iki katına kadar
artırmaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 17 – 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap
ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını,
i) Sermaye azaltımı yoluyla
itfa etmeleri hâlinde iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya
ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar sermaye azaltımına ilişkin
kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih,
ii)
İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları
hâlinde iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar
elden çıkarma tarihi,
iii)
İktisap ettikleri tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla
itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları hâlinde, iktisap bedeli ile
hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki
fark tutar iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü,
itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılır ve
bu tutarlar üzerinden %15 oranında vergi tevkifatı yapılır.
Bu fıkra kapsamında tevkif edilen vergiler herhangi bir vergiden mahsup
edilemez. Cumhurbaşkanı, tam mükellef sermaye şirketinin paylarının
Borsa İstanbul’da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam
payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul’da işlem
gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp
alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve
diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya
da birlikte, bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar
artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir.”
MADDE 18 – 193
sayılı Kanunun mükerrer 123 üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasına
“Kanunun” ibaresinden sonra gelmek üzere “9/10,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 19 – 193
sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin
(5) numaralı fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “(Diğer
kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerinin açık olarak
kesinti suretiyle ödenen vergileri de kapsama almadığı durumlar dahil).”
ibaresi eklenmiş, (13) numaralı fıkrasının ikinci paragrafına “opsiyon
sözleşmeleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile döviz, kıymetli
madenler ve Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen diğer varlıklar
üzerine yapılan kaldıraçlı işlemlere ilişkin sözleşmeler” ibaresi
eklenmiş, (19) numaralı fıkrasında yer alan “31/12/2020” ibaresi
“31/12/2025” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
“Cumhurbaşkanı bu fıkrada yer alan tarihi
beş yıla kadar uzatmaya yetkilidir.”
MADDE 20 – 193
sayılı Kanunun geçici 68 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“31/12/2025 tarihine kadar, 10/7/1953
tarihli ve 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna göre lisans sahibi
olan veya lisans sahibince yetkilendirilen kişi tarafından organize
edilen yarışmalara katılan atların jokeyleri, jokey yamakları ve
antrenörlerine ücret olarak yapılan ödemeler üzerinden %20 oranında
gelir vergisi tevkifatı yapılır. Ödemeyi
yapanın 94 üncü madde kapsamında tevkifat yapma
zorunluluğu bulunup bulunmamasının ve 23 üncü maddenin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendinde düzenlenmiş olan istisnanın tevkif
yoluyla ödenecek gelir vergisine etkisi yoktur. Lisans sahibi veya
lisans sahibince yetkilendirilen kişi aracılığıyla yapılan ücret
ödemelerinde gelir vergisi tevkifatı lisans
sahibi veya lisans sahibince yetkilendirilen kişi tarafından yerine
getirilir.”
MADDE 21 – 193
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 93 – Yurt dışında bulunan
para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını,
bu maddedeki hükümler çerçevesinde, 30/6/2021 tarihine kadar
Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler,
söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
Birinci fıkra kapsamına giren varlıklar,
yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve bu
maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan
kredilerin en geç 30/6/2021 tarihine kadar kapatılmasında
kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla,
borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı
aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılır.
Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla
kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında
bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce Türkiye’ye getirilmek
suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter
kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca
defter tutan mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye’ye getirilen
varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın
işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi
kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate
almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince
sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer
almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçları ile taşınmazlar, 30/6/2021 tarihine kadar vergi dairelerine
bildirilir. Bildirilen söz konusu varlıklar, 30/6/2021 tarihine kadar,
dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere
kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın
ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın
işletmeden çekilebilir. Bu fıkra kapsamında bildirilen taşınmazların
ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması
hâlinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış
olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın
sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde
hükümlerinden faydalanılabilir.
Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere
kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya
kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul
edilmez.
Bu madde kapsamında bildirilen varlıklar
nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz.
Bu hükümden faydalanılabilmesi için birinci fıkra uyarınca bildirilen
varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde
Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda
açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan
süreleri, bitim tarihlerinden itibaren her defasında altı ayı geçmeyen
süreler hâlinde bir yıla kadar uzatmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı,
madde kapsamına giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi ve bildirimi
ile işletmeye dâhil edilmelerine ilişkin hususları, bildirime esas
değerlerin tespiti, bildirimin şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı
yeri, maddenin uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile
uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 22 – 28/3/1983
tarihli ve 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun ek
158 inci maddesinin ikinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan “bir
üye ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Yönetim Kurulunca
belirlenen Sağlık Bilimleri Üniversitesi dışından bir üye” ibaresi “iki
üye” şeklinde, yedinci cümlesinde yer alan “, Yükseköğretim Kurulu ve
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Yönetim Kurulu” ibaresi “ve
Yükseköğretim Kurulu” şeklinde, üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan
“planını ve bütçe teklifini onaylamak” ibaresi “planı ve bütçe teklifi
üzerinde görüş bildirmek” şeklinde, (b) bendinde yer alan “karar”
ibaresi “katkı” şeklinde değiştirilmiş, (c) bendi yürürlükten
kaldırılmış, dördüncü fıkrasının dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki cümleler eklenmiş, beşinci fıkrasının
birinci cümlesinde yer alan “Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı
eğitim ve araştırma hastaneleriyle” ibaresi “Sağlık Bakanlığına bağlı
eğitim ve araştırma hastaneleriyle” şeklinde, üçüncü cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, fıkraya üçüncü cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümleler eklenmiş, mevcut dördüncü cümlesinde yer alan “ve
Mütevelli Heyetinin onayı” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
“Bu birimlerde görevlendirilecek akademik
ve idari personelin sayısı ve görev süresi ile görev yaptıkları
ülkelerde sürekli görevle bulunan ve dokuzuncu derecenin birinci
kademesinden aylık alan bekâr meslek memurlarına ödenmekte olan yurt
dışı aylığını geçmemek üzere unvanları itibarıyla yapılacak aylık
ödemenin tutarı Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.”
“Bu personel fiili çalışmaya bağlı ödemeler
hariç kadro ve pozisyonlarına bağlı mali ve sosyal haklardan
faydalanmaya devam eder. Bunlara yurt dışındaki görevleri süresince
gündelik verilmez. Üniversite yurt dışındaki birimlerinde mahallinden
sözleşmeli veya saat başı ücret karşılığı personel çalıştırabilir. Bu
kapsamda çalıştırılan personele bir ayda ödenebilecek toplam ücret görev
yaptıkları ülkelerde 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre çalıştırılan personele
ödenen ücretten, 2547 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (m) ve (n) bentlerinde tanımlanan akademik unvanlarda öğretim
elemanı olarak çalıştırılanlara yapılacak toplam aylık ödeme tutarı ise
görev yaptıkları ülkelerde sürekli görevle bulunan ve dokuzuncu
derecenin birinci kademesinden aylık alan bekâr meslek memurlarına
ödenmekte olan yurt dışı aylığından fazla olamaz. Bu fıkra kapsamında
çalıştırılacak personelin görev türü ve sayısı ile ücretlerine ilişkin
usul ve esaslar Üniversitenin önerisi, Yükseköğretim Kurulunun teklifi
ve Cumhurbaşkanı onayı ile belirlenir. Üniversitenin yurt dışındaki
faaliyetlerinden elde edilen gelirler ilgili ülkeye özgü yurt içi veya
yurt dışında Üniversite adına açılacak hesaba yatırılır ve yurt dışında
eğitim amaçlı yapılan faaliyetlerin gerektirdiği giderler öncelikle bu
hesaplardan karşılanır. Bu hesaplarda yer alan kaynaklarla ilgili ülke
yurt dışı faaliyetlerin gerektirdiği giderlerin karşılanamaması
durumunda Sağlık Bilimleri Üniversitesinin bütçesinden kaynak
aktarılabilir. Bu hesabın harcanmasına, muhasebeleştirilmesine ve
denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığı ile
Strateji ve Bütçe Başkanlığının görüşü alınarak Üniversite tarafından
belirlenir.”
“Üniversiteye tahsis edilen öğretim elemanı
kadrolarının nitelikleri ve dağılımı, birlikte kullanılan eğitim ve
araştırma hastanelerinin eğitim birimleri, ihtiyacı ve nitelikleri
dikkate alınarak, Üniversite ve Sağlık Bakanlığınca müştereken
belirlenir.”
“Öğretim elemanı ile 3359 sayılı Kanunun ek
9 uncu maddesine göre sözleşme imzalanır. Sözleşmenin feshi veya
süresinin sona ermesi hâlinde öğretim elemanı, Üniversitenin Bakanlıkla
birlikte kullanım protokolü imzaladığı diğer hastanelerle de yeniden
sözleşme yapabilir veya Üniversitenin görevlendireceği birimlerde ve
hizmetlerde çalıştırılır.”
MADDE 23 – 25/10/1984
tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 17 nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “31/12/2020” ibaresi “31/12/2025” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 24 – 3065
sayılı Kanunun geçici 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“31/12/2020” ibaresi “31/12/2023” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 25 – 3065
sayılı Kanunun geçici 40 ıncı maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “2020” ibaresi “2021” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 26 – 3/5/1985
tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Elektronik haberleşme altyapılarında yapı
ruhsatı alınması
EK MADDE 9 – Dördüncü fıkradaki kule ve
direkler hariç, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile umumi
hizmet alanları gibi kamu hizmetine tahsis edilmiş tüm alanlar ile kamu
veya özel mülkiyete tabi arsa ve arazilerde yapılacak olan 5/11/2008
tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında
elektronik haberleşme istasyonlarının kurulumuna mahsus on beş metreden
yüksek kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurları 1/1000
ölçekli uygulama imar planlarında, alan fonksiyonu tahdidi olmaksızın ve
herhangi bir bedel, ücret ve harç alınmaksızın gösterilir.
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki
yerler ile umumi hizmet alanları gibi kamu hizmetine tahsis edilmiş tüm
alanlar ile kamu veya özel mülkiyete tabi arsa ve arazilerde; 1/1000
ölçekli uygulama imar planlarında gösterilen kule ve direkler ile
bunlara ait zorunlu altyapı unsurları için ruhsat alınır. Ruhsat
başvurularında yatay ve dikey görünüşü ihtiva eden kroki ile statik ve
elektrik projeleri dışında herhangi bir proje veya belge istenemez.
Ruhsat başvurusuna malik ya da tasarruf sahibi ile işletmeci arasında
yapılan kiralamaya veya kullanıma ilişkin belge eklenir. Bu kule veya
direkler ile kurulumu bunlarla birlikte yapılacak elektronik haberleşme
cihazlarına ait bulunduğu konteyner, kabin, kabinet ve
benzeri altyapı unsurları için tek ruhsat düzenlenir.
1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında
gösterilmeyen ve yüksekliği on beş metreden fazla olmayan elektronik
haberleşme istasyonlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler
ile umumi hizmet alanları gibi kamu hizmetine tahsis edilmiş tüm alanlar
ile kamu veya özel mülkiyete tabi arsa ve arazilerde kurulumuna mahsus
kule ve direkler ile bunlara ait zorunlu altyapı unsurlarına, statik
bakımından sakınca olmadığına dair inşaat mühendislerince hazırlanacak
raporun sunulması, fennî mesuliyetin üstlenilmesi, malik ya da tasarruf
sahibi ile işletmeci arasında yapılan kiralamaya veya kullanıma ilişkin
belgenin sunulması ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun ilgili
mevzuatında belirlenen gerekli ve yeterli koruma mesafesinin bırakılması
ile yer seçim belgesinin alınmış olması kaydıyla başkaca bir şart
aranmaksızın ilgili idarelerce izin verilir.
Yapı ve binalarda kule ve direkler ile
bunlara ait zorunlu altyapı unsurlarına; yüksekliği on metreden az
olmak, statik ve elektrik bakımından sakınca olmadığına dair inşaat ve
elektrik/elektronik mühendislerince hazırlanacak rapor ile bu meslek
mensuplarınca fennî mesuliyetin üstlenildiğine dair taahhütname verilmek
ve malik ya da tasarruf sahibi ile işletmeci arasında yapılan kiralamaya
veya kullanıma ilişkin belgenin sunulması kaydıyla başkaca bir şart
aranmaksızın ilgili idarece izin verilir.
İkinci fıkra uyarınca yapılan ruhsat ve
yapı kullanma izin belgesi başvurularında 26/5/1981 tarihli ve 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca ruhsat harcı ve yapı kullanma
izin harcı alınır. Üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca yapılan izin
başvurularında ruhsat harcı ve yapı kullanma izin harcı tutarı toplamı
kadar izin belgesi bedeli alınır. Bu madde kapsamında, ruhsat harcı,
yapı kullanma izni harcı ve izin bedeline esas olan haberleşme
istasyonlarına mahsus kule ve direklerin alanı [taban
alanı*(yükseklik/5)] şeklinde hesaplanır. Bunlar dışında herhangi bir
harç, ücret ve bedel alınamaz.
Her tür elektronik haberleşme cihazları ile
bu cihazların teknik donanım ve bileşenleri izin veya ruhsata tabi
değildir. Ancak ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkra uyarınca kule ve
direkler ile konteyner, kabin, kabinet için
yapılan ilk izin veya ruhsat başvurusunda elektronik haberleşme
cihazları ile teknik donanımları statik projelerde veya raporlarda
gösterilir. Elektronik haberleşme cihazları ile teknik donanımlarında;
teknoloji değişikliği, ilavesi veya revizyon yapılması durumunda bu
hususlar için ayrıca proje veya rapor düzenlenmez.
Elektronik haberleşme istasyonları için
kamu kurum veya kuruluşları tarafından yer kullandırılması hâlinde;
sözleşme uyarınca tahsil edilecek yıllık yer kullanım bedeli, büyükşehir
belediyelerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yer seçim belgesi için
belirlediği ücretin beş katını, diğer yerlerde üç katını geçemez. Bu
hükme aykırı yapılan sözleşmeler geçersizdir.
Elektronik haberleşme istasyonlarının
kurulumuna mahsus kule, direk, konteyner,
kabin, kabinet gibi altyapı unsurlarının
imar planlarında gösterilmesi, bunların kurulumu için yapılacak ruhsat
veya izin başvurularında sunulacak projeler, raporlar, bilgi ve
belgeler, bunlara mahsus izin belgesi, yapı ruhsatı ve yapı kullanma
izin belgesine ilişkin usul ve esaslar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının
uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 27 – 3194
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 24 – Ek 9 uncu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş olup aynı maddenin birinci
fıkrası kapsamına giren kule ve direkler bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren işletmecilerin bir yıl içinde başvurusu üzerine üç yıl
içinde 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına, alan fonksiyonu tahdidi
olmaksızın ve herhangi bir bedel, ücret ve harç alınmaksızın işlenir.
Başvuru yapılmaması hâlinde 32 nci ve 42 nci maddeler
uyarınca işlem yapılır.
Ek 9 uncu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce kurulmuş bulunan elektronik haberleşme istasyonlarına
mahsus kule ve direkler ile bunların zorunlu altyapı unsurları için
elektronik haberleşme istasyonunu ilk kuran işletmeci tarafından bir yıl
içinde müracaat dilekçesi ibraz edilmek ve üç yıl içinde gerekli
belgeler tamamlanmak şartıyla statik bakımından uygun olduğuna dair
inşaat mühendislerince hazırlanacak raporun ve Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu tarafından düzenlenen güvenlik sertifikasının veya
güvenlik sertifikasına tabi olmayanlar için radyolink frekansı tahsis
edildiğine ilişkin kullanım hakkı yetki belgesi, elektrik aboneliği veya
ilgili tarihi tevsik edici bir belgenin idareye sunulması ve söz konusu
kule ve direklerin statik/betonarme fennî mesuliyetinin üstlenilmesi
kaydıyla başkaca herhangi bir belge aranmaksızın ve ek 9 uncu maddenin
beşinci fıkrasında yer alan yöntem ile hesaplanan bedelin ödenmesi
şartıyla belirtilen haberleşme istasyonlarına mahsus kule ve direkler
ile bunların zorunlu altyapı unsurları için izin veya ruhsat verilmiş
sayılır. Bu ücret dışında herhangi bir harç, ücret veya bedel alınmaz.
2/7/2004 ile 1/10/2009 tarihleri arasında
kurulmuş olan elektronik haberleşme istasyonlarının kurulumuna mahsus
yapılmış kule ve direkler için izin veya ruhsat aranmaz. Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından verilen güvenlik sertifikası
veya güvenlik sertifikasına tabi olmayanlar için radyolink frekansı
tahsis edildiğine ilişkin kullanım hakkı yetki belgesi, elektrik
aboneliği veya ilgili tarihi tevsik edici bir belgenin idareye sunulması
ile bu tarihler arasında kurulum yapıldığı tevsik edilir ve başkaca
herhangi bir belge aranmaz.
Ek 9 uncu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce yapılmış olan elektronik haberleşme istasyonlarının
kurulumuna mahsus kule ve direkler için 32 nci ve
42 nci maddeler uyarınca
alınmış tüm idari yaptırım kararları iptal edilmiş sayılır ve yıkım
kararları uygulanmaz, idari para cezaları tahsil edilmez. Ancak ödenmiş
olan idari para cezaları iade edilmez.”
MADDE 28 – 7/5/1987
tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 9 uncu
maddesinin dokuzuncu fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak bu personelin birlikte kullanılan
sağlık tesisinde sözleşme kapsamındaki hizmet ve faaliyetlerinden dolayı
işledikleri disipline aykırı fiilleri hakkında, başhekim tarafından 657
sayılı Kanunun disiplin hükümlerine göre işlem yapılır.”
MADDE 29 – 29/6/2001
tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi
ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 26 – Kanunları uyarınca
ilgili bakanlıklar tarafından üzerinde turizm tesisleri yapılmak üzere
adlarına kamu arazisi tahsis edilen Kültür ve Turizm Bakanlığından
belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip
edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın
1/7/2020 tarihi ile 31/12/2020 tarihi arasındaki dönemde geçici 25 inci
madde kapsamında ertelenen bedeller de dâhil tahsil edilmesi gereken
kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni,
yararlanma, ilave yararlanma bedelleri ve hasılat payları ile Kültür ve
Turizm Bakanlığından belgeli turizm tesislerinin yatırımcıları ve
işletmecilerinden bu faaliyetleri dolayısıyla Hazine taşınmazlarını
izinsiz kullanımlarından dolayı aynı dönemde tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin ödeme
süreleri, başvuru şartı aranmaksızın bir yıl ertelenir ve bu alacaklar
ertelenen süre sonuna kadar herhangi bir zam veya faiz uygulanmadan
tahsil edilir. Bu döneme ilişkin tahsil edilen bedeller iade edilmez.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 30 – 25/6/2003
tarihli ve 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler
Hakkında Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 31 – 13/12/2004
tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun geçici 9 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “üç kez”
ibaresi “yedi kez” ve altıncı fıkrasında yer alan “31/12/2020” ibaresi
“31/7/2021” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 32 – 31/5/2006
tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 40 ıncı maddesinin
ikinci fıkrasında yer alan tablonun 16 ncı sırası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“16) Basın ve 14
sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre
basın 90”
gazetecilik kartı
sahibi olmak suretiyle fiilen çalışanlar.
mesleğinde
MADDE 33 – 5510
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 82 – 2020 yılında götürü
bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi yapılmış üniversite sağlık
hizmeti sunucularının Kuruma 31/12/2020 tarihine kadar bu sözleşme
kapsamında verdikleri tedavi hizmetlerine ilişkin toplam tahakkuk
tutarının götürü bedel sözleşme tutarından düşük olması durumunda,
aradaki fark terkin edilir. Terkin edilen tutar Hazineden tahsil edilir.
Bu maddeye ilişkin usul ve esaslar Hazine
ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir.”
MADDE 34 – 5510
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 83 – Kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, 31/10/2020
tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere
ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
ikinci ayın sonuna kadar ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca
yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha
önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla,
prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla
sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak
değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip
edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin
sigortalılıkları 1/11/2020 tarihi itibarıyla yeniden başlatılır.
Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak
sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık
sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına
göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı
hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun
tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ edilen borç tutarının
bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık süresi
olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar
ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz
olarak iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun
ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.
Birinci fıkraya göre sigortalılıkları
durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında
1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan
süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre
durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
MADDE 35 – 13/6/2006
tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(6) Payları Borsa İstanbul Pay
Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz
edilen kurumların (bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri,
finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili
döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası
kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri
hariç) paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak
üzere beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına kurumlar vergisi oranı 2
puan indirimli olarak uygulanır. İndirimden yararlanılan hesap
döneminden itibaren beş hesap dönemi içinde pay oranına ilişkin bu
fıkrada belirlenen şartın kaybedilmesi hâlinde, indirimli vergi oranı
uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler vergi ziyaı cezası
uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.”
MADDE 36 – 5520
sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “31/12/2020” ibaresi “31/12/2025” şeklinde
değiştirilmiş ve fıkranın (c) ve (ç) bentleri ile ikinci fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 37 – 5520
sayılı Kanunun geçici 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“2020” ibaresi “2021” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 38 – 8/2/2007
tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 6 ncı maddesinin
altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanun kapsamında faaliyet gösteren
kurumlarda, Mesleki Yeterlilik Kurumunca mesleki yeterlilik belgesi
verilen meslekler hariç olmak üzere, Bakanlıkça belirlenen programları
başarıyla tamamlayanlar aldıkları kurs bitirme belgeleriyle
tamamladıkları programlara ilişkin iş yerlerinde çalışabilir ve iş yeri
açabilirler. Bu durumda olan kişiler için başkaca bir meslek belgesi
aranmaz.”
MADDE 39 – 5580
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7 – Bu maddeyi ihdas eden
Kanunla değiştirilen 6 ncı maddenin altıncı
fıkrası uyarınca Bakanlıkça belirlenen programları bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar başarıyla tamamlayarak kurs bitirme belgesi
alanların kazanılmış hakları saklıdır.”
MADDE 40 – 13/2/2011
tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun
geçici 16 ncı maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “İstanbul İl Özel İdaresine” ibaresi
“İstanbul Valiliğine” şeklinde ve “31/12/2020” ibaresi “31/12/2025”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 41 – 1/2/2018
tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu
Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul
Edilmesine Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“İlave tedbirler için başvuru yolu
GEÇİCİ MADDE 4 – (1) Bu Kanunun 2 nci maddesinde
belirtilen işlemlere bağlı olarak olağanüstü hal kapsamında kabul edilen
kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı hakkında tedbir uygulanan
kişi, kanuni temsilcisi ya da mirasçıları tarafından tedbiri uygulayan
veya tedbirle ilgili olan kamu kurum ve kuruluşlarına bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde başvurulur. Kamu kurum
ve kuruluşları, başvuru üzerine yapacağı inceleme sonucuna göre en geç
altı ay içinde başvurunun reddine veya tedbirin kaldırılmasına karar
verir. 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun ek 7 nci maddesi
hükmü saklıdır.
(2) Başvuruların incelenmesi ve
sonuçlandırılması için kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde komisyon
kurulabilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşları bu madde
kapsamında yapılacak başvuruların sonuçlandırılması için her türlü bilgi
ve belgeyi ilgililerden talep edebilir.
(4) Soruşturmanın gizliliğine ve Devlet
sırlarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kurum
ve kuruluşlar ile yargı mercileri, başvuru kapsamında ihtiyaç duyulan
her türlü bilgi ve belgeyi gecikmeksizin başvuru yapılan kamu kurum ve
kuruluşlarına göndermek veya yerinde incelenmesine imkân sağlamak
zorundadır.
(5) Bu madde kapsamındaki çalışmalarda kamu
kurum ve kuruluşlarınca görevlendirilenler, görevlerini yerine
getirdikleri sırada edindikleri kamuya, ilgililere ve üçüncü kişilere
ait gizlilik taşıyan bilgileri, kişisel verileri, ticari sırları ve
bunlara ait belgeleri, bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden
başkasına açıklayamaz, kendilerinin veya üçüncü kişilerin yararına
kullanamaz. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam eder.
(6) Bu madde ile olağanüstü hal kapsamında
kabul edilen kanunlarda yer alan ilave tedbirlere karşı kamu kurum ve
kuruşlarına yapılan başvurular hakkında karar verenlerin görev ve
fiillerine ilişkin hukuki, idari, mali ve cezai sorumlulukları hakkında
6755 sayılı Kanunun 37 nci maddesi
uygulanır.
(7) Kamu kurum ve kuruluşlarının
kararlarına karşı Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek Ankara
idare mahkemelerinde iptal davası açılabilir.
(8) Bu madde uyarınca yetkili olmayan kamu
kurum ve kuruluşuna yapılan başvurular yetkili olduğu değerlendirilen
kamu kurum ve kuruluşuna gönderilir ve durum başvurana bildirilir.
(9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
ortaya çıkabilecek ihtilafları gidermeye Cumhurbaşkanlığı yetkilidir.”
MADDE 42 – 5/12/2019
tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun
52 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde yer alan “1/1/2021” ibaresi “1/1/2022” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 43 – 25/3/2020
tarihli ve 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendinde yer alan “1/1/2021” ibaresi “30/6/2021” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 44 – 16/4/2020
tarihli ve 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19)
Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (ç), (d) ve (e) bentlerinde yer alan “3 aya” ibaresi
“üçer aylık sürelerle üç defaya” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya
aşağıdaki bent eklenmiştir.
“l) 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı
Tohumculuk Kanunu kapsamında 2020 yılında yapılması gereken genel kurul
toplantıları 31/12/2020 tarihine kadar ertelenir. Bu süre, Tarım ve
Orman Bakanınca dört aya kadar uzatılabilir. Ertelenen genel kurul
toplantıları, ertelemenin sona erdiği tarihten itibaren üç ay içinde
yapılır. Mevcut organların görev, yetki ve sorumlulukları erteleme
süresi sonrasında yapılacak ilk genel kurula kadar devam eder.”
MADDE 45 – (1)
Bu Kanunun;
a) 12 nci ve 13
üncü maddeleri yayımı tarihini takip eden ayın başında,
b) 15 inci, 16 ncı maddeleri
ile 19 uncu maddesinin 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin onüçüncü fıkrasının
ikinci paragrafına ibare eklenmesine ilişkin hükmü 1/1/2021 tarihinden
itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
c) 32 nci maddesi
13/11/2020 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
ç) 35 inci maddesi 1/1/2021 tarihinden,
özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde 2021 takvim yılında başlayan
özel hesap döneminin başından itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak
üzere yayımı tarihinde,
d) 38 inci ve 39 uncu maddeleri 1/1/2022
tarihinde,
e) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 46 – (1)
Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
16/11/2020 |