Maliye
Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
BAZI ALACAKLARIN YENİDEN
YAPILANDIRILMASINA DAİR
7020 SAYILI
KANUN GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO:
1)
18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
(Kanun) 27/5/2017
tarihli ve 30078 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, Maliye
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları
ile il özel idareleri ve belediyelere ait alacakların
yapılandırılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına dair usul ve
esaslar belirlenmiştir.
7020 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinde; Kanun kapsamına giren alacaklar, alacaklı idareler ve
alacak türleri itibarıyla tanımlanmış ve Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş alacaklar kapsama alınmıştır.
Kanun kapsamında yapılandırılacak
alacakların, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil)
kesinleşmiş olması gerekmektedir. Tebliğin izleyen bölümlerinde
yapılan açıklamalarda kesinleşme tarihinin Kanunun yayımı tarihi
dâhil olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bir alacağın kesinleşmesi, alacağın
varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale
gelme olasılığının kalmamasıdır.
Alacakların kesinleşmesi,
düzenlendikleri veya ilişkili oldukları kanunlardaki hükümler
nedeniyle farklı şekilde gerçekleşebilmektedir.
Bazı alacakların kesinleşme
süreçleri;
a) 4/1/1961
tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler
ve vergi cezalarının kesinleşmesi;
(1) Beyanname
ile beyan edilen vergiler beyan edildiği tarihte (ihtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin dava konusu
yapılması hâlinde bu vergiler kesinleşmemiş alacak olduğu hâlde,
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden bu
durumdaki vergilerin de Kanun hükmüne göre yapılandırılması mümkün
bulunmaktadır.),
(2) İkmalen,
re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ile kesilen vergi
cezalarına ilişkin düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin tebliği
üzerine,
- Süresi içerisinde dava açılmamış
olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının
son bulması,
- Uzlaşma hükümlerinden
yararlanılarak uzlaşılması,
hallerinde söz konusu olacaktır.
213 sayılı Kanunun “Tahakkuk”
başlıklı 22 nci maddesinde “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ
edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.”
hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, “verginin ödenebilir hale
gelmesi” verginin tahakkuku olarak tanımlanmıştır.
“Tahakkuk” vergi hukukunun bir
kavramı olduğu hâlde, “kesinleşme” yargılama hukukunun kavramıdır.
Vergi alacağının tahakkuku ile
kesinleşmesi genellikle aynı zamanlarda gerçekleşmekle birlikte
farklı olan durumlar da mevcuttur.
Örneğin, ikmalen, re’sen veya idarece
tarh edilen vergi ve kesilen cezalar vergi/ceza ihbarnamesiyle
mükelleflere tebliğ edilmekte, mükelleflerce ilk derece mahkemesi
olan vergi mahkemesinde dava konusu yapılabilmekte ve vergi
mahkemesince de bu cezalı tarhiyatların onanması (davanın
reddedilmesi) hâlinde bir üst yargı merciine başvurulabilmektedir.
İtiraz/istinaf incelemesi bölge idare
mahkemesinde, temyiz incelemesi Danıştay’da devam eden vergi ve
cezalara ilişkin tarhiyatlar, vergi mahkemesi kararının vergi
dairesine tebliği üzerine tebliğ tarihi itibarıyla 213 sayılı
Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanarak
“tahakkuk” ettirildiği hâlde, bir üst yargı merciinde yargılamanın
devam etmesi nedeniyle bu alacakların “kesinleşmiş alacak” olarak
değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, 7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla, ilk derece yargı kararı üzerine tahakkuk
ettiği hâlde yargılamanın devam etmesi nedeniyle kesinleşmemiş
olan alacaklar Kanun kapsamına girmemektedir.
b) İdari
para cezalarının kesinleşmiş alacak olabilmesi için idari yaptırım
kararlarına karşı süresi içerisinde dava açılmaması veya dava
açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması
gerekmektedir.
Ancak, 10/6/1983 tarihli ve 2839
sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972
sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar
Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve 23/5/1987 tarihli ve 3376
sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında
Kanun gereğince verilen idari para cezaları hakkında dava yolu
bulunmadığından, bu idari para cezaları verildikleri tarih
itibarıyla kesinleşmektedir.
c) Ecrimisillerin
kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için ecrimisil
ihbarnamesi/ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin tebliği üzerine
süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla
birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
ç) Yukarıda
yer verilen alacakların dışında kalan ancak Kanun kapsamına giren
diğer alacakların kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi
için söz konusu alacakların varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı
olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmaması
gerekmektedir.
Feragat yoluyla kesinleşme süreci;
6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununda feragat hakkında özel bir düzenleme
yapılmadığı hâlde anılan Kanunun 31 inci maddesinde, feragat
konusunda 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Ancak, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununun yürürlüğe girmesi ile 1086 sayılı Kanun yürürlükten
kaldırılmış ve 6100 sayılı Kanunun 447 nci maddesinde, 1086 sayılı
Kanuna yapılan atıfların 6100 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı
düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanunun 307 nci
maddesinde feragat, “davacının, talep sonucundan kısmen veya
tamamen vazgeçmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun, 309
uncu maddesinde feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama
sırasında sözlü olarak yapılabileceği; 311 inci maddesinde ise
feragatin, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı
düzenlenmiştir. Ayrıca, yargılamanın her aşamasında davacının
feragatte bulunması mümkündür.
Buna göre, açılmış bulunan davadan
davacının feragati ile davacı dava dilekçesindeki talep sonucunun
tamamından vazgeçmiş sayılmakta olup, davadan feragat, davacının
tek taraflı bir irade beyanı ile yapılıp tamamlandığından,
feragatin geçerliliği için feragatin davalı tarafından kabul
edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu uyuşmazlığın
feragat nedeniyle son bulduğunu tespit etme görevi mahkemeye
aittir. Mahkemenin, davacının beyanının gerçekten feragat olduğunu
ve kanunun öngördüğü şekilde yapıldığını tespit etmesi durumunda,
davadan feragat nedeniyle uyuşmazlığın son bulduğuna karar vermesi
gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi feragat,
davacının talep sonucundan vazgeçmesi olup, feragat ile davacı,
dava dilekçesinde belirttiği talepten tamamen veya kısmen
vazgeçmiş olmaktadır. Davadan feragat ile davacı, sadece
davasından feragat etmiş olmaz, aynı zamanda o dava ile istemiş
olduğu haktan da tamamen vazgeçmiş olacaktır. Feragat eden davacı
artık bu konuda yeniden dava açamayacağı gibi, feragatin her türlü
sonucuna da katlanmak zorunda olup, davadan feragat edilmekle dava
sona ermekte ve kesin hükmün sonuçları doğmaktadır.
Bu itibarla, 7020 sayılı Kanun
kapsamına tür ve dönem olarak girdiği hâlde varlığına ilişkin dava
açılmış olan alacaklardan; anılan Kanunun yayımı tarihinden önce
davadan tamamen feragat edilmesi ve feragate ilişkin mahkeme
kararı ile kesinleşerek taraflardan birine tebliğ edilmiş olanlar,
7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş alacak olması
şartıyla, Kanundan yararlanabilecektir.
Bu durumda, feragat edilen davaya
konu olan ve kapsama giren alacakların tamamı esas alınarak Kanun
hükümlerinin tatbiki gerekecektir.
Diğer taraftan, idari para cezaları
için genel usul kanunu olan 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanununun “Vazgeçme ve kabul” başlıklı 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasında “(1)
Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda karar verilinceye kadar
başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda
başvuruda bulunulamaz.” hükmü
yer almaktadır.
Buna göre, Kanun kapsamına giren
idari para cezalarından, dava konusu yapılmış olanlar hakkında,
davacıların davalarından vazgeçmeleri hâlinde de “feragate”
ilişkin olarak yukarıda yapılan açıklamalara göre işlem
yapılacaktır.
Kanunun 1 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentlerinde;
- vergi tabirinin, 213 sayılı Kanun
kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
- beyanname tabirinin, vergi tarhına
esas olan beyanname ve bildirimleri,
- Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
tabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için
belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları
endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden
itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını,
1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE)
aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık
%0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Bu Tebliğde, vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları tabirleri, 7020 sayılı
Kanunda tanımlandığı şekilde kullanılmıştır.
7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1), (2)
ve (3) numaralı alt bentlerinde; Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına
alınan alacaklar belirtilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde Kanun
kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda
açıklanmıştır.
7020 sayılı
Kanunun kapsamına, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergiler ve
vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları
gibi fer’i alacaklar girmektedir.
Kanun kapsamına giren vergiler,
vergilendirme dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
i) 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana
dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken
beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda
yer almaktadır.
-
Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi
ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2017 ayı ve öncesine
rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi
Mart/2017 ayına rastlamakla beraber beyanname verme süresinin son
günü Nisan/2017 ayına sirayet edenler kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Mart 2017 vergilendirme
dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim
vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname
verme süresinin son günü Mart/2017 ayına rastladığından kapsama
girmekte, 16-31 Mart 2017 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim
tarihi Mart/2017 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi
Nisan/2017 ayına sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.
Aynı şekilde, 1-15 Mart 2017
tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi
izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi
dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte,
buna karşılık 16-31 Mart 2017 dönemine ilişkin olanlar kapsama
girmemektedir.
- Vergilendirme
dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Şubat/2017 vergilendirme dönemi ve
önceki dönemler kapsama girmekte, Mart/2017 vergilendirme dönemi
ise kapsama girmemektedir.
-
Vergilendirme dönemi 3
aylık olarak belirlenen
mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi
ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2017 ayı ve öncesine
rastlayan dönemler kapsama girmekte, Mart/2017 ayından sonraya
rastlayanlar kapsama girmemektedir.
Örneğin, 10-11-12/2016 dönemi (3
aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama
girmekte, 1-2-3/2017 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj)
vergisi ve katma değer vergisinin dönemi Mart/2017 itibarıyla
sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Nisan/2017 ayına
rastladığından kapsama girmemektedir.
Ayrıca, Kanunun 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt
bendinin (aa) alt bendi gereğince, gelir ve kurumlar vergisine
mahsuben 2017 yılında ödenmesi gereken geçici vergi de Kanun
kapsamında değildir.
- Yıllık
beyanname ile beyan edilen gelir
ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri
Vergilendirme dönemi
yıllık olan vergilerde, 2016 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin
vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2017 takvim yılına
ilişkin vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
2016 takvim yılına
ilişkin olarak 2017 yılının Şubat ve Mart aylarında beyan edilen
gelir vergisi birinci taksitleri Kanun kapsamına girmekle
birlikte, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinin (1) numaralı alt bendinin (aa) alt bendi gereğince, 2017
yılının Haziran ve Temmuz aylarında ödenmesi gereken gelir
vergisinin ikinci taksitleri Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2016 takvim
yılına ilişkin olarak Nisan/2017 ayında beyan edilmesi gereken
kurumlar vergisinin Kanun kapsamında olmadığı tabiidir.
Özel hesap dönemine tabi olan
mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona erdiği tarih ve
beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte, bu
tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir.
2016 yılı kıst dönemlerine ilişkin
olup vergi mevzuatı gereği 2017 yılı içerisinde verilmesi gereken
yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname
verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce
olanlar kapsama girmektedir. Aynı şekilde, tasfiye dönemine
ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname
verme süresi 31/3/2017 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce
olanlar kapsama girmektedir.
- Veraset ve
intikal vergisi mükellefiyetleri
Bu vergi türünde, beyanname verme
süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan
ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsama
girmektedir.
- Harç
mükellefiyetleri
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı
Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak işlem anında
beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir.
Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre
tarhiyata konu olabilmektedir.
492 sayılı Kanuna göre
gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle ödenmesi
gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden
sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, devir ve iktisap
işlemleri nedeniyle, tarh edilip 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunan harçlar Kanun kapsamına
girmektedir.
492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi
uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun
(8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama
girmektedir.
-
Ücretlilerde asgari geçim indirimi
Ücretlilerde asgari
geçim indirimi nedeniyle ilgililer veya işverenler adına tarh ve
tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve bu vergiye bağlı cezalar Kanun
kapsamındadır. Bu alacaklar için de 31/3/2017 tarihi esas
alınacak, aylık ya da üç aylık vergilendirme dönemleri için
yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde Kanun kapsamına girip
girmediği tespit edilecektir.
2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017
tarihinden (bu tarih
dâhil) önce tahakkuk
eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi alacaklar
Kanunun kapsamına girmektedir.
Ancak, Kanunun
1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt
bendinin (bb) alt bendi gereğince, 2017
yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti bu
Kanun kapsamında değildir.
18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı
Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin altıncı
fıkrası gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen
taşıtlara ilişkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih
31/3/2017 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce
olanlara ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisinin birinci
taksiti Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise
girmemektedir.
2017 yılına ilişkin olarak yıllık
tahakkuk etmesi gereken motorlu taşıtlar vergisi için yapılan
tarhiyatlardan 31/3/2017 tarihine kadar tahakkuk ederek 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olan ve bu tarih
itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiş bulunanlar kapsama
girmektedir. Ancak, 31/3/2017 tarihinden sonra tahakkuk edenler
kapsama girmemektedir.
492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı
tarife uyarınca tahsil edilen ve 2017 yılına ilişkin olarak
31/3/2017 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce
tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.
Vergi aslına bağlı olmayan vergi
cezalarında 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak
kesilen ve Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Örneğin; Şubat/2017 dönemine ait olup
31/3/2017 tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi
gereken mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba)
ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs)
bu tarihte verilmemesine ilişkin tespitler en erken bu tarihin
bittiği 00:00 saatinden sonra dolayısıyla 1/4/2017 tarihinde
yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı
olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Şubat/2017
döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle
kesilmesi gereken cezalar ise Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
kesinleşmiş olması şartıyla Kanun kapsamına girmektedir.
Diğer taraftan, vergi aslına bağlı
olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin ait olduğu dönem
dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir.
Kanun kapsamına;
- 21/6/1927
tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu,
- Mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun,
- 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı
Milletvekili Seçimi Kanunu,
- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanunu,
- 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı
Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri
Seçimi Hakkında Kanun,
- 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı
Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun,
- Mülga 13/4/1994 tarihli ve 3984
sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun,
- 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı
Karayolu Taşıma Kanunu,
- 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı
Nüfus Hizmetleri Kanunu,
- 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun,
- 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında
Kanun,
hükümlerine göre 31/3/2017 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları girmektedir.
7020 sayılı Kanun hükümlerine göre,
söz konusu idari para cezalarından, 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen ve Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Ancak, 31/3/2017 tarihinden önce
verilmekle birlikte Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmemiş
ya da ilgilisine tebliğ edilmemiş olan idari para cezaları Kanun
kapsamına girmemektedir.
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip
edilen ve 7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3)
numaralı alt bendi kapsamında olan alacaklardan, Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olan asli ve fer’i amme
alacaklarından takip için vergi dairelerine intikal edenler Kanun
kapsamındadır.
Kanunun 1
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt
bendi kapsamına;
- Ecrimisiller,
- Kaynak Kullanımını
Destekleme Fonu (KKDF) alacakları,
- Destekleme ve Fiyat
İstikrar Fonu (DFİF) alacakları,
- Yüksek Öğrenim Kredi
ve Yurtlar Kurumu tarafından verilen öğrenim ve katkı kredisi
alacakları,
- Doğrudan gelir
desteği ödemelerinden geri alınması gereken alacaklar,
- 30/6/1934 tarihli
ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı
Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkümlara Ödettirilecek Yiyecek
Bedelleri Hakkında Kanuna göre doğan yiyecek bedelleri,
gibi alacaklardan vergi
dairelerine takip için intikal etmiş olanlar girmektedir.
Ayrıca, 28/3/2002
tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup vergi
dairelerine takip için intikal etmiş olan amme
alacakları 7020 sayılı Kanun kapsamındadır.
6183 sayılı Kanunun 58
inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki
zam, 68 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 79 uncu maddesinin
dördüncü fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki tazminatlar
asli alacak olarak dikkate alınmak suretiyle Kanun kapsamında
yapılandırılacaktır.
Ancak, Maliye Bakanlığına bağlı
tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen;
- Adli ve idari para cezaları (Kanun
kapsamına giren idari para cezaları hariç),
- Mülga 7/3/1954
tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet
hissesi ve Devlet hakkı ile 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk
Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi,
- Mülga 22/6/1956 tarihli ve 6747
sayılı Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı,
- Mülga 10/9/1960 tarihli ve 79
sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat,
Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına
Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve
akaryakıt fiyat farkı,
- 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı
Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı
ile madencilik fonu,
- Mülga 10/8/1993 tarihli ve 491
sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname ile 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan
kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları,
7020 sayılı Kanun kapsamı dışında
tutulmuştur.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (ç) bendi gereğince, il özel idarelerinin, 6183
sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/3/2017 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olan ve 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş asli ve
fer’i amme alacakları Kanun kapsamına girmektedir.
Ancak, aynı bent ile il özel
idarelerinin, idari para cezası ve 3213 sayılı Kanundan
kaynaklanan özel idare payı alacakları Kanun kapsamı dışında
tutulmuştur.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile belediyelerin anılan
Kanun kapsamına giren alacakları sayılmış olup bu alacaklar
aşağıda belirtilmiştir.
- 31/3/2017 tarihinden (bu tarih
dâhil) önceki dönemlere, beyana
dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken
beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamlarından,
- 2017 yılına ilişkin olarak
31/3/2017 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce
tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme
faizleri, gecikme zamlarından,
kesinleşmiş olup, 7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama
girmektedir.
Belediyelerin 213 sayılı Kanun
kapsamına giren alacaklarının dönemleri bu Tebliğin (I/B-1-a)
bölümünde açıklandığı şekilde tespit edilecektir.
Örneğin, Şubat/2017 dönemine ait ilan
ve reklam vergisi kapsama girmekte, Mart/2017 dönemine ait ilan ve
reklam vergisi ise beyannamenin Nisan/2017 ayında verilmesi
gerektiğinden kapsama girmemektedir. Aynı şekilde, Şubat/2017
dönemine ait haberleşme vergisi kapsama girmekte, Mart/2017
dönemine ait haberleşme vergisi ise kapsama girmemektedir.
7020 sayılı Kanunun 1
inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (1) numaralı alt
bendi gereğince, 2017
yılına ilişkin emlak vergisi, emlak vergisi üzerinden hesaplanan
taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı ile işyeri
ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi Kanun
kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2017 yılına ilişkin olarak
31/3/2017 tarihinden önce yıllık olarak tahakkuk eden ve 26/5/1981
tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 16 ncı
maddesine istinaden belediye meclislerince taksitle ödenmesi uygun
görülen ilan ve reklam vergisi alacaklarından kesinleşmiş
olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
alacaklar kapsama
girmektedir.
Diğer taraftan, 2464 sayılı Kanun
gereğince alınan ve 31/3/2017
tarihinden önce tahakkuk eden yol
harcamalarına katılma payı, kanalizasyon harcamalarına katılma
payı ve su tesisleri harcamalarına katılma payından oluşan
belediye alacaklarından kesinleşmiş olup, 7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama
girmektedir.
Belediyelerin bu Tebliğin (I/Ç-1)
bölümünde açıklanan alacaklarının yanı sıra, 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olan ve 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş asli ve
fer’i amme alacakları da Kanun kapsamına alınmıştır.
Ancak, 6183 sayılı Kanun kapsamında
takip edilmekle birlikte belediyelerce verilen idari para cezaları
ile 2464 sayılı Kanunun mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası
gereğince, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet
gösteren maden işletmelerince 3213 sayılı Kanunun 14 üncü
maddesinde yer alan paylara ilaveten belediyelere ödenmesi gereken
paylar, Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (d) bendinin (2) numaralı alt bendinde, 2464
sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken, vadesi
31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020 sayılı
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte,
ödenmemiş ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacaklar da
Kanun kapsamına alınmıştır.
Örneğin, belediyelere ait iş
makinelerinin 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin verdiği
yetkiye istinaden kiralanması sebebiyle ödenmesi gereken kira
ücretinin vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce ise
Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra ise girmemektedir.
Diğer taraftan, belediyelerin
gayrimenkul kira alacakları 7020 sayılı Kanun kapsamına
girmemektedir.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi ile
3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki
belediyelerin, su abonelerinden; vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan su,
atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i
alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar
dâhil) Kanun kapsamındadır.
Örneğin, su kullanım dönemi 15 Şubat
2017 ila 15 Mart 2017 olan su alacağının faturada yer alan son
ödeme tarihi Mart/2017 ayı içerisine rastladığı takdirde Kanun
kapsamına girmekte, Nisan/2017 ayına rastladığı takdirde Kanun
kapsamına girmemektedir.
7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4)
numaralı alt bendi ile büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983
tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre,
vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan katı
atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun
kapsamındadır.
7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde,
20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon
İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin alacaklarına yönelik düzenleme yapılmış ve bu
idarelerin, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olup, 7020 sayılı
Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş bulunan su
ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakları (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamına
alınmıştır.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde,
Kanun kapsamına giren alacakların ne şekilde yapılandırılacağı
düzenlenmiştir.
Kanun kapsamında alacakların
yapılandırılarak ödenebilmesi için bu alacakların;
- Kanunun 1 inci maddesinde
belirtilen tür ve dönemden kaynaklı bir alacak olması,
- “kesinleşmiş alacak” olması,
- Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş
olması (Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d) ve
(e) bendinde vadesi 31/3/2017 tarihi ve öncesi olarak belirlenen
alacaklar için bu tarih ve öncesinin esas alınması),
şarttır.
Buna göre, bir alacağın 7020 sayılı
Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenebilmesi için bu üç şartın
bir arada bulunması gerekmektedir.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ilgili
maddelerde yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanundan yararlanmak
isteyen borçluların 30/6/2017 tarihi sonuna kadar ilgili
idareye başvuruda bulunması şartı getirilmiştir.
Buna göre, Maliye
Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere, büyükşehir
belediyelerine, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerine bağlı tahsil dairelerine olan ve bu Kanun kapsamına
giren borçlarını yapılandırarak ödemek isteyen borçluların, 30
Haziran 2017 tarihine
(bu tarih dâhil) kadar
borçlu bulundukları tahsil dairelerine yazılı olarak başvurmaları
gerekmektedir.
Maliye Bakanlığına bağlı vergi
dairelerine olan borçları için Kanun hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçlular, bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan
başvurabilecekleri gibi posta yoluyla veya Gelir İdaresi
Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr)
üzerinden başvuruda bulunabileceklerdir.
Ayrıca, borçlular motorlu taşıtlar
vergisi ve/veya taşıtla ilişkili idari para cezaları için
bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile
yetkili vergi dairelerine de başvuru yapabileceklerdir. Bu
takdirde, ödeme planları mükelleflerin bağlı oldukları vergi
daireleri tarafından tanzim edilecek ve mükelleflere ödeme
planları müracaat ettikleri vergi dairesinde imza karşılığında
elden, gerekli şartların bulunması koşuluyla (www.gib.gov.tr)
internet adresi üzerinden doğrudan verilebilecektir.
Bu Tebliğ ekinde yer
alan başvuru dilekçeleri (Ek:2/A,
2/B, 2/C, 2/D), Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine
ödenecek kesinleşmiş alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyen
borçlularca kullanılmak üzere düzenlenmiş olup alacaklı diğer
idarelerce örneğe uygun başvuru dilekçelerinin hazırlanarak
borçluların kullanımına sunulması icap etmektedir.
Borçluların birden
fazla vergi dairesine olan borçları için Kanundan yararlanma
talebinde bulunmaları hâlinde, her bir vergi dairesine ayrı ayrı
başvurmaları gerekmektedir.
213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer
kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar,
kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme
borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutarlar dikkate
alınarak ilgili vergi dairesine yazılı başvuru yapmak suretiyle
7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Dolayısıyla bu kişilerin Kanundan yararlanabilmek için Gelir
İdaresi Başkanlığının internet adresi üzerinden
başvurmaları mümkün bulunmamaktadır.
Borçlular, Kanun kapsamına giren
toplam borçları için Kanundan yararlanabilecekleri gibi talep
ettikleri dönem ve türler açısından da Kanundan
yararlanabileceklerdir. Ancak, motorlu taşıtlar vergisi
mükelleflerinin, her bir taşıt itibarıyla hesaplanacak toplam borç
tutarı için başvuruda bulunmaları zorunludur.
7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm
gereğince, Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde Vergi
Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza
İhbarnamesinin mükellefe tebliğ edilmemiş olması nedeniyle ödeme
süresi oluşmamış alacaklar için maddeden yararlanmak isteyen
mükellefler, başvuru dilekçesinde bu hususu ayrıca
belirteceklerdir.
Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 5
inci maddesi kapsamında vergi dairelerince Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına bağlı tahsil daireleri adına niyabeten takip edilen
alacaklar için vergi dairelerine başvurulması mümkün bulunmayıp,
bu yöndeki taleplerin ilgili gümrük idaresine yapılması
gerekmektedir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
onbeşinci fıkrası gereğince, Kanun hükümlerinden yararlanmanın
şartlarından birisi de dava açılmaması, açılmış davalardan
vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması olduğundan, bu
Kanundan yararlanmak üzere başvuran borçluların, takip ve tahsilat
işlemlerinden dolayı açtıkları davalardan da (ihtirazi kayıtla
verilen beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak
isteyenlerin alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil)
vazgeçmeleri gerekmektedir.
Öte yandan, elektronik ortamda
Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunan borçluların,
yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili davalar bulunması
hâlinde ilgili vergi dairesine ayrıca yazılı olarak da
başvurmaları şarttır.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde,
Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek tutarın tespitinde
uygulanacak esaslar belirlenmiş ve alacak asılları üzerinden
hesaplanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak
hesaplanacak Yİ-ÜFE tutarının alacak asılları ile birlikte
ödenmesi kuralı getirilmiştir.
Madde kapsamında, yapılandırılarak
ödenecek alacakların tespitinde aşağıda yapılan açıklamaların
dikkate alınması gerekmektedir.
Yİ-ÜFE tutarı, fer’i alacaklar için
esas alınan hesaplama yöntemleri kullanılarak tespit edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 213
sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanuna
göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama
süreleri değiştirilmeyecek, sadece aylık gecikme faizi/gecikme
zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, gecikme faizi veya
gecikme zammı dışında Kanun kapsamına giren diğer fer’i alacaklar
yerine de hesaplanabilmektedir. Bu durumda da ilgili fer’i
alacağın hesaplama yöntemi kullanılarak ödenecek Yİ-ÜFE tutarı
bulunacaktır.
Ayrıca, Yİ-ÜFE tutarı, 31/10/2016
tarihine kadar (bu tarih dâhil) Türkiye İstatistik Kurumunun her
ay için belirlediği aylık değişim oranları, 1/11/2016 tarihinden
itibaren Kanunun yayımlandığı Mayıs 2017 ayı dâhil geçen süreye
her ay için aylık %0,35 oranı esas alınmak suretiyle
hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE hesaplamalarında ilk aya
ilişkin esas alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın
vadesinin rastladığı ay için açıklanmış olan orandır. Alacağın
vade tarihinin ayın son günü olması hâlinde de hesaplamalarda
başlangıç oranı olarak kullanılacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı,
vade tarihinin rastladığı ay için belirlenmiş oran olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumunca,
Ocak/1980 ayından Ekim/2016 ayına ait açıklanan Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren esas
alınacak aylık oran ekli tabloda (Ek:1) yer almaktadır. Yİ-ÜFE
tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim
oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada
eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme
ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı eksi değer
olduğu takdirde alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler
yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir.
Örnek 1- 24/8/2015
vadeli bir verginin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
olması hâlinde bu vergiye %29,4934 oranında hesaplanması gereken
gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları toplamı
aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE |
ESAS ALINACAK ORAN (%) |
25/8/2015
- 24/9/2015 için |
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,98 |
25/9/2015
- 24/10/2015 için |
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
1,53 |
25/10/2015 - 24/11/2015 için |
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-0,2 |
25/11/2015 - 24/12/2015 için |
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-1,42 |
25/12/2015 - 24/1/2016 için |
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-0,33 |
25/1/2016
- 24/2/2016 için |
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,55 |
25/2/2016
- 24/3/2016 için |
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
-0,2 |
25/3/2016
- 24/4/2016 için |
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,4 |
25/4/2016
- 24/5/2016 için |
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,52 |
25/5/2016
- 24/6/2016 için |
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
1,48 |
25/6/2016
- 24/7/2016 için |
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,41 |
25/7/2016
- 24/8/2016 için |
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,21 |
25/8/2016
- 24/9/2016 için |
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,08 |
25/9/2016
- 24/10/2016 için |
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,29 |
25/10/2016 - 24/11/2016 için |
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,84 |
25/11/2016 - 24/12/2016 için |
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
25/12/2016 - 24/1/2017 için |
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
25/1/2017
- 24/2/2017 için |
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
25/2/2017
- 24/3/2017 için |
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
25/3/2017
- 24/4/2017 için |
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
25/4/2017
- 24/5/2017 için |
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
25/5/2017
- 26/5/2017 için |
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı
[(0,35/100)/30x100]x2* |
0,0234
|
TOPLAM Yİ-ÜFE ORANI |
7,2634 |
*Gecikme
zammının ay kesrine isabet eden günleri için Yİ-ÜFE tutarının
hesaplanmasında, ilgili ay Yİ-ÜFE
aylık değişim oranı 30’a bölünmek suretiyle (Yİ-ÜFE aylık değişim
oranı/100/30=) bulunacak günlük oran kullanılacaktır. Bulunacak
rakamın virgülden sonraki 6 hanesi hesaplamalarda kullanılacak
olup, 7 nci ve devam eden hanelerde bir sayı bulunması hâlinde 6
ncı hane bir üst sayıya tamamlanacak ve bulunan rakam 100 sayısı
ile çarpılmak suretiyle günlük Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır. Bulunan
günlük oran geçen gün sayısı ile çarpılarak ay kesrine isabet eden
toplam Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır.
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile
vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi
gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak
Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Örnek 2- 30/6/2016
vadeli yıllık gelir vergisi ikinci taksitinin Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş olması hâlinde bu vergiye %15,2142
oranında hesaplanması gereken gecikme zammı yerine toplam Yİ-ÜFE
oranı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE |
ESAS ALINACAK ORAN (%) |
1/7/2016
- 31/7/2016 için |
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,41 |
1/8/2016
- 31/8/2016 için |
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,21 |
1/9/2016
- 30/9/2016 için |
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,08 |
1/10/2016
- 31/10/2016 için |
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,29 |
1/11/2016
- 30/11/2016 için |
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,84 |
1/12/2016
- 31/12/2016 için |
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/1/2017
- 31/1/2017 için |
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/2/2017
- 28/2/2017 için |
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/3/2017
- 31/3/2017 için |
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/4/2017
- 30/4/2017 için |
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı |
0,35 |
1/5/2017
- 26/5/2017 için |
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
[(0,35/100)/30x100]x26 |
0,3042 |
TOPLAM Yİ-ÜFE ORANI |
3,8842 |
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile
vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi
gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak
Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Gecikme zammının günlük olarak
hesaplanması gerektiği hallerde, bu sürelere uygulanması gereken
Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel
Tebliğinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde günlük olarak
bulunacaktır.
6183 sayılı Kanunun 51 inci
maddesinde yer alan asgari gecikme zammı tutarı, gecikme zammı
yerine alınacak Yİ-ÜFE tutarı için de uygulanacaktır.
6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine
göre gecikme zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz halleri
söz konusu ise gecikme zammı uygulanmayan süreye Yİ-ÜFE aylık
değişim oranı da uygulanmayacak, bu hallerin varlığı Yİ-ÜFE
uygulanan süreyi de durduracaktır.
6183 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi
uyarınca, belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar
tarafından tahsil edilen ve tahsildarın ilk uğradığı zaman ödeme
yapılmadığı takdirde %10 oranında uygulanan gecikme zammı yerine,
tahsildarın ilk uğradığı aydaki Yİ-ÜFE
aylık değişim oranı uygulanacaktır.
Ödenmemiş Vergiler
Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamına, Kanunun kapsadığı dönemlere
ilişkin olan ve Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihi itibarıyla
kesinleşmiş olup, bu tarihe kadar (bu tarih dâhil) vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş vergiler girmektedir.
Madde kapsamında ödenecek alacak
tutarının tespiti için vergi asıllarına;
- vade tarihinden, Kanunun yayımı
tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı yerine,
- daha önce hesaplanmış gecikme faizi
olması hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak,
gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, vergi aslı ile
toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının,
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına
ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi, vergi aslına bağlı vergi
cezaları ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 3- 26/1/2014
vadeli 13.400,00 TL gelir (stopaj) vergisi süresinde ödenmemiştir.
Bu Kanunun yayımı tarihine kadar 7.504,00 TL gecikme zammı
hesaplanmıştır. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla toplam borç
tutarı 20.904,00 TL’dir.
Bu Kanundan yararlanmak üzere
başvuruda bulunulması hâlinde, vergi aslına uygulanan gecikme
zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, gecikme zammının
hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine
uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekilde
olacaktır.
Gecikme Zammı Hesaplanan
Süre |
Alacak Aslı Tutarı
(TL) |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı
(TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
27/1/2014 - 26/5/2017 |
13.400,00 |
%56 |
7.504,00 |
%18,55 |
2.485,70 |
Buna göre, ödenecek tutar ile
tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Ödenecek Tutar |
 |
 |
|
Gelir (Stopaj) Vergisi |
: |
13.400,00 TL |
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına
Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) |
: |
2.485,70
TL |
|
TOPLAM |
: |
15.885,70 TL |
|
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacaklar |
 |
 |
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme
Zammı |
: |
7.504,00 TL |
|
|
|
|
|
|
Yukarıda belirtilen şekilde
hesaplanan toplam 15.885,70
TL tutarın Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 7.504,00
TL tutarındaki
alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 4- 2012
vergilendirme dönemine ilişkin olarak 25/3/2013 tarihine kadar
elektronik ortamda verilmesi gereken yıllık gelir vergisi
beyannamesi verilmemiştir. Yapılan inceleme sonucunda, 2012 dönemi
için 42.000,00 TL gelir vergisi tarh edilmesi ve bir kat vergi
ziyaı cezası ile 1.170,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmesi
gerektiği tespit edilmiştir. Vergi/ceza ihbarnamesi 17/4/2014
tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir. İnceleme sonucu yapılan bu
tarhiyat 17/5/2014 tarihinde tahakkuk etmiş ve Kanunun yayımı
tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır. Bu tarhiyata
göre tahakkuk eden vergi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük
cezası, gecikme faizi ve gecikme zamları şu şekildedir.
Gelir Vergisi |
: |
42.000,00 TL |
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
42.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası |
: |
1.170,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
6.468,00
TL |
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme
Zammı |
: |
20.599,61 TL |
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan
Gecikme Zammı |
: |
20.599,61 TL |
TOPLAM |
|
132.837,22 TL |
Bu Kanundan yararlanmak üzere
başvuruda bulunulması hâlinde, ödenecek tutar ile tahsilinden
vazgeçilen alacak tutarları aşağıdaki gibi olacaktır.
Vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilmiş olan ve Kanun kapsamına giren vergi cezalarının Kanundan
yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi gereğince bu cezaların %50’sinin
ödenmesi şartıyla, cezanın
geri kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Vergi aslına uygulanan gecikme faizi
ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
kullanılarak, Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, örnek olayda gecikme
faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi tutarı, bu sürelere
ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda
gösterilmiştir.
 |
Gecikme Faizi Hesaplanan
Süre |
Alacak Aslı Tutarı
(TL) |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı (TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
I. Taksit |
1/4/2013-17/5/2014 |
21.000,00 |
%18,20 |
3.822,00 |
%12,53 |
2.631,30 |
II. Taksit |
1/8/2013-17/5/2014 |
21.000,00 |
%12,60 |
2.646,00 |
%9,77 |
2.051,70 |
TOPLAM |
 |
42.000,00 |
 |
6.468,00 |
 |
4.683,00 |
Gecikme zammının hesaplandığı süre,
gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE
oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekildedir.
Gecikme Zammı Hesaplanan
Süre |
Alacak Aslı Tutarı
(TL) |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı
(TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
18/6/2014 -26/5/2017 |
42.000,00
(Gelir V.) |
%49,3736 |
20.736,91 |
%13,6453 |
5.731,03 |
18/6/2014 -26/5/2017 |
42.000,00
(Vergi Ziyaı Cezası) |
%49,3736 |
20.736,91 |
----- |
----- |
Ödenecek Tutar |
|
|
Gelir Vergisi |
: |
42.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.170,00 x %50=) |
: |
585,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi
Yerine) |
: |
4.683,00
TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına
Uygulanan Gecikme Zammı Yerine) |
: |
5.731,03 TL |
TOPLAM |
: |
52.999,03 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacaklar |
|
|
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
42.000,00
TL |
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.070,00 x %50=) |
: |
585,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
6.468,00 TL |
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme
Zammı |
: |
20.736,91 TL |
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan
Gecikme Zammı |
: |
20.736,91 TL |
TOPLAM |
: |
90.526,82 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde
hesaplanan toplam 52.999,03
TL’nin Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 90.526,82
TL tutarındaki
alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
3- Kanunun
Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Ödeme Süresi Henüz
Geçmemiş Vergiler
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinde, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleştiği hâlde ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
alacaklar için de Kanun hükmünden yararlanılabileceği
belirtilmiştir.
Buna göre, muhtelif şekillerde
kesinleşen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz
geçmemiş olan alacaklar hakkında, aşağıda açıklanan hususlar ve bu
Tebliğin önceki bölümlerinde yer alan açıklamalar dikkate alınarak
işlem tesis edilecektir.
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) 213 sayılı Kanunun
gerek uzlaşma gerekse tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden
yararlanılarak uzlaşma sağlanmış ancak ödeme süresi henüz geçmemiş
borcu olan mükellefler, uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi ve ceza
tutarları ile hesaplanan gecikme faizleri dikkate alınarak Kanun
hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Örnek 5- 24/6/2016
tarihinde verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamesi
süresinde verilmemiştir. Mükellefin defter ve belgeleri üzerinde
yapılan inceleme sonucu adına 60.000,00 TL katma değer vergisi
tarh edilerek bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.370,00 TL özel
usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Buna
ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi 3/4/2017 tarihinde mükellefe tebliğ
edilmiştir.
Mükellef, 12/4/2017 tarihinde uzlaşma
talebinde bulunmuş, 5/5/2017 tarihi uzlaşma günü olarak verilmiş
ve aynı gün varılan uzlaşma sonucuna göre, vergi dairesince
aşağıda yazılı tutarlar tahakkuk ettirilmiştir.
Katma Değer
Vergisi |
: |
50.000,00 TL |
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
6.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası |
: |
1.370,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
7.000,00 TL |
TOPLAM |
: |
64.370,00 TL |
Mükellefin Kanundan yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
uzlaşma sonucu tahakkuk eden alacakların ödeme süresi henüz
geçmemiş (vade tarihi: 4/6/2017) olduğundan, Kanun hükmüne göre
ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki
şekilde olacaktır.
Gecikme Faizi Hesaplanan
Süre |
Alacak Aslı Tutarı
(TL) |
Toplam Gecikme Faizi Oranı |
Gecikme Faizi Tutarı
(TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
27/6/2016-5/5/2017 |
50.000,00 |
%14,00 |
7.000,00 |
%3,58 |
1.790,00 |
Ödenecek Tutar |
|
|
Katma Değer
Vergisi |
: |
50.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=) |
: |
685,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Faizi
Yerine) |
: |
1.790,00 TL |
TOPLAM |
: |
52.475,00 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacaklar |
|
|
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
6.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=) |
: |
685,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
7.000,00 TL |
TOPLAM |
: |
13.685,00 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde
hesaplanan toplam 52.475,00
TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda,
toplam 13.685,00 TL tutarındaki
alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
213
sayılı Kanun uyarınca kesilmiş olan vergi cezaları için anılan
Kanunun 376 ncı maddesi hükmü uyarınca indirim talebinde bulunulan
ancak, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla dava açma süresi geçmiş, dolayısıyla kesinleştiği hâlde
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için indirimli ceza
tutarları dikkate alınarak Kanun hükümlerinden
yararlanılabilecektir.
Bu safhada bulunan alacaklar için,
213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesine göre indirimli olarak
tahakkuk ettirilen cezanın vergi aslına bağlı olmayan bir ceza ya
da iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezası olması durumunda
ödenecek ceza tutarının 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre indirilmiş tutar
üzerinden hesaplanmasına dikkat edilecektir.
Örnek 6- 12/4/2017
tarihinde Bakanlığımız özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen
durmayan aracın sahibi adına 800,00 TL özel usulsüzlük cezası
kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi 17/4/2017 tarihinde tebliğ
edilmiştir. Mükellef söz konusu vergi cezası için 213 sayılı
Kanunun 376 ncı maddesi hükmünden yararlanmak üzere dava açma
süresinin son günü olan 17/5/2017 tarihinde vergi dairesine
müracaat etmiştir.
Vergi dairesince mükellefin talebi
üzerine cezanın 1/3’ü indirilerek, kalan 533,33 TL özel usulsüzlük
cezası tahakkuk ettirilmiş ve mükellefe cezayı 17/6/2017 tarihine
kadar ödemesi gerektiği bildirilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödeme süresi henüz geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan
yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, 213 sayılı
Kanunun 376 ncı maddesi çerçevesinde hesaplanan 533,33 TL özel
usulsüzlük cezası, 7020 sayılı
Kanun hükümlerine göre %50 oranında indirilerek tahsil
edilecektir. Söz konusu cezanın %50’sine isabet eden (533,33 x
%50=)266,67 TL’nin Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, özel usulsüzlük
cezasından kalan 266,66 TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihi
itibarıyla (bu tarih hariç) pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk
eden ve 15 günlük ödeme süresi henüz geçmemiş olan alacaklar için
Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Bu takdirde, pişmanlık
zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ancak, 7020 sayılı Kanun hükümlerine
göre ödeme yapılmamış olması hâlinde pişmanlık hükümlerinin ihlal
edilmiş sayılacağı tabiidir. Dolayısıyla, kısmen pişmanlık ihlali
olamayacağından borçlular ödedikleri tutar kadar Kanun hükmünden
yararlanamayacaktır.
213 sayılı Kanunun pişmanlık
hükümlerine göre tahakkuk eden ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
371 inci maddede öngörülen 15 günlük ödeme süresinde ödenmemiş
olan vergiler için pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş olacak ve
vergi asılları ile bunlara hesaplanan gecikme faizi/gecikme zammı
Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 7- Şubat/2016
vergilendirme dönemine ilişkin elektronik ortamda verilmesi
gereken gelir (stopaj) vergisi beyannamesi 15/5/2017 tarihinde
pişmanlıkla verilmiş, bunun üzerine 18.600,00 TL vergi tahakkuk
etmiş ve alacağın vadesi 30/5/2017 tarihi
olarak oluşmuştur. Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi
nedeniyle 1.370,00 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilerek
aynı gün mükellefe tebliğ edilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödeme süresi henüz geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan
yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, Kanun hükmüne
göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı
aşağıdaki gibi olacaktır.
Pişmanlık Zammı Hesaplanan
Süre* |
Alacak Aslı Tutarı
(TL) |
Pişmanlık
Zammı
Oranı |
Pişmanlık
Zammı Tutarı
(TL) |
Yİ-ÜFE
Hesaplanacak
Süre |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
27/3/2016-
26/5/2017 |
18.600,00 |
%19,60 |
3.645,60 |
27/3/2016-
26/5/2017 |
%6,33 |
1.177,38 |
* Pişmanlık zammının hesabında
Kanunun yayımı tarihi esas alınmıştır.
Ödenecek Tutar |
|
|
Gelir (stopaj) Vergisi |
: |
18.600,00
TL |
Damga Vergisi |
: |
33,90
TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Pişmanlık Zammı
Yerine) |
: |
1.177,38
TL |
TOPLAM |
: |
19.811,28 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacaklar |
|
|
Pişmanlık Zammı (Gelir (stopaj)
Vergisi için) |
: |
3.645,60 TL |
Yukarıda belirtilen 19.811,28
TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, 3.645,60
TL’nin tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefe kesilmiş olan 1.370,00 TL
tutarındaki özel usulsüzlük cezasına ilişkin vergi/ceza
ihbarnamesinin 15/5/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve 7020
sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 30 günlük
dava açma süresinin geçmemiş olması nedeniyle bu alacak
kesinleşmemiş olduğundan, bu ceza için Kanun hükmünden
yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Mükellefçe, yapılandırılan tutarın
tamamının Kanun hükümlerine göre ödenmemesi hâlinde, pişmanlık
hükümleri ihlal edilmiş sayılacak ve Kanun hükmünden
yararlanılamayacaktır.
İkmalen, re’sen ya da idarece tarh
edilmiş ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olan ve ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
alacaklar için tarhiyata ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerinde
belirtilen tutar ve hesaplanan gecikme faizi dikkate alınarak
Kanundan yararlanılabilecektir.
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihinden
önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan alacaklar Kanunun
2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre
yapılandırılacaktır.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihinden
önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan vergilerle ilgili
olarak aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.
Asılları kısmen ödenmiş olan
vergilerin ödenmemiş kısmına,
- vade tarihinden Kanunun yayımı
tarihine kadar hesaplanacak gecikme zammı yerine,
- daha önce hesaplanmış gecikme faizi
olması hâlinde, gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate
alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu tutar, ödenmemiş vergi aslı ile
toplanarak Kanuna göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının,
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına
uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı
cezalar ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Asılları kısmen ödenmiş vergilerin,
ödenmiş kısmına isabet eden gecikme zammı ve gecikme faizinin
ödenmemiş olması hâlinde ise aşağıdaki (b) bölümünde yer alan
açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihinden
önce asılları tamamen ödenmiş vergiler üzerinden hesaplanmış
gecikme zammı ve gecikme faizleri;
- verginin vade tarihinden ödendiği
tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
- vergiye gecikme faizinin
hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarının, Kanunda öngörülen
süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına uygulanan gecikme
faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar ile bu cezalara
uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımı
tarihinden önce vergi aslının, vergi aslına uygulanan gecikme
zammının, gecikme faizinin ve vergi cezalarının ödenmiş olması,
başka bir ifadeyle, ödenmemiş kısmın sadece vergi cezasına
uygulanan gecikme zammından ibaret olması hâlinde, herhangi bir
şart aranmaksızın vergi cezalarına uygulanan gecikme zammının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Asılları tamamen ödenmiş vergilere
ilişkin gecikme faizi ve gecikme zamlarından, Kanunun yayımı
tarihinden önce kısmen tahsilat yapılmışsa,
- verginin vade tarihinden ödendiği
tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
- vergiye gecikme faizinin
hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ödenmiş gecikme faizi/gecikme zammı
tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından fazla olması hâlinde
herhangi bir tahsilat yapılmayacak, kalan gecikme faizi/gecikme
zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla birlikte, tahsil
edilmiş gecikme faizi ve gecikme zammından red ve iade
yapılmayacaktır.
Ödenmiş gecikme faizi/gecikme zammı
tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından az olması hâlinde ise
ödenecek tutar, Yİ-ÜFE tutarından ödenmiş olan gecikme
faizi/gecikme zammı çıkartılmak suretiyle tespit edilecektir. Bu
şekilde belirlenen tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, kalan gecikme faizi/gecikme zammının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Örnek 8- Ocak,
Şubat, Mart/2016 vergilendirme dönemine ilişkin 22.850,00 TL kurum
geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef 17/5/2016 vadeli
kurum geçici vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu kurum geçici
vergi borcu mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini, beyanname
verme süresi içerisinde vermesi nedeniyle, 1/4/2017 tarihi
itibarıyla terkin edilmiş ve 3.359,06 TL gecikme zammı
hesaplanmıştır.
Mükellefin gecikme zammı borcuna
karşılık vergi dairesince 2/5/2017 tarihinde 350,00 TL tahsilat
yapılmıştır.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanundan
yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde geçici verginin vade
tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan
gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE
oranı %4,8855’dir.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (22.850,00 x
%4,8855=)1.116,34 TL olacaktır.
Mükellefin gecikme zammına karşılık
hiç ödeme yapmamış olması hâlinde, Kanun hükmünden yararlanmak
için ödemesi gereken tutar 1.116,34 TL’dir.
Ancak, mükelleften Kanunun yayım
tarihinden önce gecikme zammına karşılık 350,00 TL tahsilat
yapıldığından, 7020 sayılı Kanuna göre ödemesi gereken Yİ-ÜFE
tutarından, daha önce ödenen gecikme zammı tutarı çıkarılarak
tahsili gereken Yİ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Buna göre, ödenecek Yİ-ÜFE tutarı;
(1.116,34 -
350,00=)766,34 TL’dir.
Mükellefin bu tutarı Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödemesi hâlinde gecikme zammından kalan
(3.359,06 -
350,00=)3.009,06 TL’nin
tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihi
itibarıyla ödenmemiş borcun sadece vergi aslına bağlı kesilen
cezalardan olması durumunda bu Tebliğin (II/F-14) bölümünde
belirtilen açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca,
31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere
ilişkin olarak kesilmiş olan vergi aslına bağlı olmayan vergi
cezaları, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş olması hâlinde, anılan bent kapsamında
yapılandırılabilecektir.
Bu durumda, vergi aslına bağlı
olmayan vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları
ile özel usulsüzlük cezaları) %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin
tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce bu
cezalara karşılık kısmi ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş
kısım için bu Kanundan yararlanılacaktır.
Örnek 9- Mükellefe,
yaptığı satışa ilişkin fatura vermemesinden dolayı 210,00 TL özel
usulsüzlük cezası kesilmiş ve vergi/ceza ihbarnamesi 10/2/2017
tarihinde tebliğ edilmiştir. Kesilen ceza itirazsız
kesinleşmiştir.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanundan
yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde 210,00 TL özel
usulsüzlük cezasının %50’sine isabet eden (210,00 x %50=)105,00
TL’yi ödemesi gerekecektir. Söz konusu tutarın Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde kalan 105,00 TL özel
usulsüzlük cezasının tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iştirak
nedeniyle kesilen, Kanunun
yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş vergi
cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla, cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce bu
cezalardan kısmen tahsilat yapılmış ise kalan tutar üzerinden
Kanundan yararlanılabilecektir.
7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, ihtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler
hakkında, maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmünün
uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ihtirazi kayıtla beyan edilmiş ancak ödenmemiş vergiler
dava konusu yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın Kanun kapsamında
yapılandırılacaktır. Bu takdirde, ihtilafa ilişkin yargı
mercilerince verilmiş kararlar dikkate alınmadan mükelleflerin
beyanı üzerine tahakkuk eden tutar esas alınarak Kanun hükmünden
yararlanılacaktır.
Ayrıca, alacağa ilişkin açılmış olan
davalardan vazgeçilmesi gerektiği tabiidir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
dördüncü fıkrasıyla, Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu
taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için,
Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla, 197 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmadan, taksit
ödeme süresi sonuna kadar fenni muayene yaptırılmasına ve uçuşa
elverişli belgesi verilmesine imkân sağlanmaktadır.
Ancak, taşıtın satış ve devri hâlinde
taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi şartının aranılacağı
tabiidir.
7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 20/2/2008
tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile
Tahsili Hakkında Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi
gerektiği hâlde Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan
tutarların Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılabileceği
hüküm altına alınmıştır.
5736 sayılı Kanun kapsamında
taksitlendirilen alacaklardan 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olanlar, Kanunun 2 nci maddesine göre
yapılandırılacak ve ödenecek tutarın tespitinde, alacak asıllarına
5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince
ödemede gecikilen her ay ve kesri için aylık olarak uygulanması
gereken;
- %5 zammın yerine ilgili aylara ait
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
- 5736 sayılı Kanunda öngörülen ve
taksitlere %5 zammın uygulandığı süreden sonra gecikilen süre için
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanması gereken
gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır.
7020 sayılı Kanuna göre; 5736 sayılı
Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri uyarınca ödenecek taksitlere ilk
taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve
kesri için ayrı ayrı binde iki oranında hesaplanan faiz için
herhangi bir Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacaktır. Binde iki oranında
hesaplanan tutar, 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi gereğince, Kanun kapsamında yapılandırılan
borcun Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla terkin
edilecektir.
Diğer taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1
inci maddesi kapsamında uzlaşılarak tahakkuk ettirilen ve
taksitler hâlinde vadelendirilen alacak tutarı içerisinde yer alan
vergi aslı ve gecikme faizi Kanun kapsamında yapılandırılacak ve
varsa vergi cezaları hakkında da 7020 sayılı Kanun hükümleri
uygulanacaktır.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde; 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen ve Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi
geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş
bulunan ve Kanunun
1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt
bendi kapsamında olan idari para cezalarının yapılandırma usulü
belirlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında
yapılandırılması mümkün olan askerlik, seçim, nüfus, trafik,
karayolu taşıma, otoyollar ve köprülerden ihlalli geçiş idari para
cezaları ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından verilmiş
olan idari para cezalarından, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce verilmiş olan ve bu Kanunun yayımlandığı 27/5/2017
tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanların asıllarının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine, Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde
fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Kanun kapsamında yapılandırılması
mümkün olan idari para cezalarından;
- 2918 sayılı Kanuna göre verilen ve
süresinde ödenmeyen idari para cezalarına, vade tarihinden
ödendiği tarihe kadar,
- 4925 sayılı Kanuna göre verilen ve
süresinde ödenmemiş olan idari para cezalarından, anılan Kanunda
değişiklik yapan 5728 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 8/2/2008
tarihinden önce (bu tarih hariç) verilmiş olanlara vade tarihinden
8/2/2008 tarihine kadar (bu tarih hariç),
geçen her ay ve kesri için aylık %5
oranında faiz hesaplanması ve hesaplanan faiz tutarının da cezanın iki
katını geçmemesi
gerekmektedir.
7020 sayılı
Kanun kapsamında trafik
ve karayolu taşıma idari para cezalarının yapılandırılmasında
aylık %5 oranında hesaplanacak faiz yerine Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır. Ancak, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarı da ilgili Kanun
gereğince idari para cezasının iki katını geçemeyecektir.
2918 sayılı Kanunun 31/7/2004
tarihinde yürürlüğe giren 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki
115 inci maddesi hükmüne göre, ilgilisine tebliğ tarihinden
itibaren on gün içerisinde ödenmeyen trafik idari para cezaları
iki katına çıkarak ödeme süresi on gün daha uzamakta ve bu süre
içerisinde de ödenmeyen trafik idari para cezaları üç katına
çıkmaktaydı. 5228 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce verildiği
hâlde 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan
trafik idari para cezalarının yapılandırılmasında herhangi bir
fer’i alacak bulunmadığından, bu alacak üzerinden Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanmayacak ve yapılandırmada üç katına çıkmış tutar esas
alınacaktır. Aynı şekilde 4925 sayılı Kanunun 5228 sayılı Kanunla
değişmeden önceki 29 uncu maddesi hükmüne göre üç katına çıkmış
karayolu taşıma idari para cezaları için de üç katına çıkan tutar
üzerinden Kanundan yararlanılabilecektir.
7020 sayılı Kanun kapsamına giren
idari para cezalarına ilişkin tutanakların ilgili vergi
dairelerine intikal etmemiş olması hâlinde, borçlular vergi
dairelerine idari yaptırım karar tutanaklarını ibraz ederek
başvuruda bulunabilecek ve bu başvurular üzerine söz konusu idari
para cezaları Kanun kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 10- 13/4/2016
vadeli 844,00 TL tutarlı trafik idari para cezasının, Kanundan
yararlanılmak suretiyle ödenmesi durumunda ödenmesi gereken alacak
tutarı ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı şu şekilde
olacaktır.
Faiz Hesaplanan Süre |
İdari Para Cezası Tutarı
(TL) |
Faiz Oranı |
Faiz Tutarı
(TL) |
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
14/4/2016-
26/5/2017 |
844,00 |
%70 |
590,80 |
%6,28 |
53,00 |
Ödenecek Tutar |
İdari Para Cezası |
: |
844,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Faiz Yerine) |
: |
53,00
TL |
TOPLAM |
: |
897,00 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacak |
Faiz |
: |
590,80 TL |
|
|
|
Yukarıda belirtilen şekilde
hesaplanan toplam 897,00
TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi durumunda,
toplam 590,80 TL tutarındaki
faizin tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, vergiler
ile Kanun kapsamına giren idari para cezaları dışında kalan ve bu
Tebliğin (I/B-1-c) bölümünde belirtilen amme alacaklarının
yapılandırılmasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Kanunun 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi
kapsamında olan ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan asli
alacakların ödenmemiş kısmının
tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi
şartıyla bu alacaklara uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihinden önce
ödenmemiş olan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
hâlinde ise fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmesi şartıyla Kanun hükmünden yararlanılacak ve faiz, cezai
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının
tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu bent kapsamına giren
alacak asıllarının Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya
tamamen ödenmiş olması hâlinde yapılandırılacak tutar bu Tebliğin
(II/B-4) bölümüne göre tespit edilecektir.
Bu bölümde yer verilen alacaklara
yönelik olarak Kanundan yararlanılmak istenildiği takdirde dava
açılmaması, dava açılmış olması hâlinde davalardan vazgeçilmesi ve
kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
Örnek 11- Yurtdışından
7 ay vadeli ihracatın finansmanı için 13/3/2013 tarihinde kredi
kullanan mükelleften teşvik mevzuatı gereğince kaynak kullanımını
destekleme fonu kesintisi yapılmamıştır.
İhracat taahhüdünü süresi içinde
kapatan mükellefin taahhüt kapatılmasında kullanılan gümrük
beyannamelerinin gerçeğe uygun olmadığının anlaşılması üzerine
ilgili banka tarafından 12.000,00 TL kaynak kullanımını destekleme
fonu kesintisi takip ve tahsil edilmek üzere mükellefin bağlı
olduğu vergi dairesine 17/7/2014 tarihinde bildirilmiştir. Vergi
dairesince yapılan tebliğ üzerine vadesi 24/9/2014 tarihi olan
kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ile kredi kullanım
tarihinden vade tarihine kadar hesaplanan cezai faiz için Kanunun
yayımı tarihine kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak
üzere bağlı olduğu vergi dairesine başvurması hâlinde, kaynak
kullanımını destekleme fonu kesintisi aslına;
- Kredi kullanım (13/3/2013)
tarihinden vade tarihine kadar geçen süre için hesaplanan cezai
faiz yerine,
- Vade tarihinden Kanunun
yayımlandığı 27/5/2017 tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre
için hesaplanan gecikme zammı yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, kaynak kullanımını
destekleme fonu kesintisi ile cezai faiz ve gecikme zammı yerine
uygulanacak Yİ-ÜFE tutarları aşağıdaki şekilde olacaktır.
Cezai Faizin Hesaplandığı
Süre |
KKDF Tutarı
(TL) |
Cezai
Faiz
(TL) |
Toplam Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
13/3/2013 - 23/9/2014 |
12.000,00 |
3.313,97 |
%13,6224 |
1.634,69 |
Örnek olayın meydana geldiği
dönemde yıllık cezai faiz oranı; 4/12/1984 tarihli ve 3095
sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1
inci maddesinde yer alan kanuni faiz oranlarının 2 katıdır.
Hesaplamalarda, kredi kullanım tarihinden alacağın vade
tarihine kadar yürürlükte olan kanuni faiz oranlarının 2
katı esas alınarak geçen gün sayıları üzerinden basit faiz
hesaplama metodu kullanılmaktadır. 13/3/2013 tarihinden
23/9/2014 tarihine kadar geçen süre için faiz tutarı
[12.000,00 x 560 x (9x2)]/36500=3.313,97 TL’dir. |
Gecikme Zammının
Hesaplandığı Süre |
KKDF Tutarı
(TL) |
Toplam Gecikme Zammı Oranı |
Gecikme Zammı Tutarı
(TL) |
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı |
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL) |
25/9/2014-26/5/2017 |
12.000,00 |
%44,8467 |
5.381,60 |
%12,3534 |
1.482,41 |
Ödenecek tutar ile tahsilinden
vazgeçilen alacak tutarı:
Ödenecek Tutar |
|
|
Kaynak Kullanımını Destekleme
Fonu Kesintisi |
: |
12.000,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Cezai Faiz
Yerine) |
: |
1.634,69 TL |
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı
Yerine) |
: |
1.482,41 TL |
TOPLAM |
: |
15.117,10
TL |
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacaklar |
|
|
Cezai Faiz |
: |
3.313,97 TL |
Gecikme Zammı |
: |
5.381,60 TL |
TOPLAM |
: |
8.695,57 TL |
Yukarıda belirtilen şekilde
hesaplanan toplam 15.117,10
TL tutarın
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 8.695,57
TL tutarındaki
alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
onikinci fıkrasında “(12) Bu Kanun kapsamına giren alacakların,
bu Kanunun yayımı tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer
kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak
ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular,
talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler.
Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları
için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit
tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için
sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit
tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar
hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hüküm uyarınca, 7020 sayılı Kanun
kapsamına giren alacakların, Kanunun yayımı tarihinden
önce 6183 sayılı
Kanun ve diğer kanunlar (4/6/2008
tarihli ve 5766
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 2 nci
maddesi gibi) uyarınca
tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun ödeniyor olması hâlinde
borçlular, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş
olan taksit tutarları için Kanun hükümlerinden
yararlanabileceklerdir.
Bu takdirde,
tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil
hükümleri geçerli sayılacaktır. Bu şekilde ödenmiş taksit
tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için
ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanmış ve tahsil edilmiş
olduğundan, ödenmiş kısım ile ilgili herhangi bir işlem
yapılmayacaktır. Kalan taksit tutarları vadesinde kısmen veya
tamamen ödenmemiş alacak kabul edilerek 7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır.
İlgili
kanunlara göre tecil edilmesine rağmen alacağın varlığına ilişkin
mahkemelerde ihtilafın devam ediyor olması, dolayısıyla alacağın
kesinleşmemiş bulunması durumunda bu alacağın Kanun kapsamında
yapılandırılması mümkün olmayacaktır.
Ayrıca, 7020 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin ondokuzuncu fıkrasında, bu Kanunun yayımı tarihinden
önce tahsil edilmiş olan tutarlar ile bu maddenin onikinci fıkrası
kapsamında olan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer
kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine
dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağı hüküm altına
alınmıştır.
Bu nedenle, Kanun hükümlerinden
yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, 7020 sayılı Kanunun
yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden
önce taksit tutarları ile birlikte ödenen tecil faizleri red ve
iade edilmeyecektir.
Bu durumdaki alacaklar için Kanundan
yararlanılmak istenilmesi hâlinde ödenmemiş alacak aslına
uygulanmış olan fer’i alacaklar yerine, vade tarihinden Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı
ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak yapılandırılan alacak tutarının
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde alacak
asıllarıyla ilgili fer’i alacakları ile asla bağlı vergi cezaları
ve bu cezalara ilişkin gecikme zamlarının tahsilinden
vazgeçilecektir.
6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi
ile diğer kanunlar gereğince tecil edilen alacağın gecikme zammı,
gecikme faizi ve/veya vergi cezasından ibaret olması hâlinde, bu
Tebliğin (II/B-4 ila 6) bölümlerinde yapılan açıklamalar
çerçevesinde ödenecek Yİ-ÜFE tutarı tespit edilerek Kanun
hükmünden yararlanılacaktır. Bu takdirde de Kanunun yayımı
tarihinden önce ödenmiş tecil faizlerinin red ve iadesi
yapılmayacaktır.
Örnek 12- Mükellef
tarafından 26/7/2016 tarihinde ödenmesi gereken 24.000,00 TL gelir
(stopaj) vergisi zamanında ödenmemiştir. 3/11/2016 tarihinde vergi
dairesine başvurularak toplam borç için tecil talebinde
bulunulmuştur.
Vergi dairesi mükellefin gecikme
zammı dâhil 25.086,46 TL borcu olduğunu tespit etmiş ve bu
tutarın, ilk taksit Kasım/2016 ayından başlamak ve 12 ayda 12 eşit
taksitte ödenmek üzere tecilini uygun görmüştür.
Aylık Taksit Tutarı: 25.086,46 / 12 =
2.090,54 TL’dir.
Mükellef ilk yedi taksitini zamanında
ödemiş, 7/6/2017 tarihinde Kanundan yararlanmak için bağlı olduğu
vergi dairesine başvuruda bulunmuştur. İlk yedi taksit ile
birlikte toplam 573,51 TL tecil faizi ödenmiştir.
Bu örnekte, vergi dairesi öncelikle
kalan borç tutarından ne kadarının vergi aslı, ne kadarının da
gecikme zammı olduğunu tespit edecektir.
Örnek olayda;
Ödenen Borç Tutarı |
= |
Aylık Taksit Tutarı x Ay Sayısı |
|
= |
2.090,54 x 7 |
|
= |
14.633,78 TL’dir. |
Ödenen
tutardan vergi aslına isabet eden tutar, aşağıdaki formüle göre
tespit edilecektir.
Vergi aslına isabet eden tutar |
= |
Ödenen Tutar x Vergi Aslı
Tutarı
Toplam Borç Tutarı |
Vergi aslına isabet eden tutar |
= |
14.633,78 x 24.000,00 |
= |
14.000,00 TL’dir. |
25.086,46 |
Kalan vergi aslı tutarı = 24.000,00 -
14.000,00 = 10.000,00 TL’dir.
Bu durumda, tecil şartlarına uygun
olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli
sayılacaktır. Kalan 5 taksit tutarının toplamı 10.452,70 TL olup
bunun 10.000,00 TL’si vergi aslı, 452,70 TL’si gecikme zammıdır.
Vergi aslından kalan 10.000,00 TL
tutara, Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanan 1.400,00 TL
gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak
hesaplanacak 352,00 TL Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Kanuna göre ödenmesi gereken vergi
aslı ve Yİ-ÜFE tutarının (10.352,00 TL), Kanunda öngörülen süre ve
şekilde ödenmesi hâlinde 10.000,00 TL vergi aslına hesaplanan
1.400,00 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Bununla birlikte, tecil kapsamında
ilk yedi taksit tutarı ile birlikte Kanunun yayımı tarihinden önce
tahsil edilen 573,51 TL tecil faizi red ve iade edilmeyecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
onbirinci fıkrasının (a) bendinde; bu Kanun hükümlerinin, 5393
sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi
kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve 6552
sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci
fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar hakkında
uygulanmayacağı hükme bağlandığından, anılan Kanunlar uyarınca
uzlaşma ya da yapılandırma hükümlerinden yararlanan kuruluşların
bu borçları Kanun kapsamında yapılandırılmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin
onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince;
- 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
- 6552 sayılı Kanun,
- 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun,
hükümlerine göre yapılandırılan ve
7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri
devam eden alacaklar ile,
- 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk
eden alacakların (matrah ve vergi artırımı ile işletme
kayıtlarının düzeltilmesinden kaynaklanan vergiler),
7020 sayılı Kanun kapsamında
yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin birinci fıkrası ile 6736 sayılı Kanun kapsamında
yapılandırma başvurusunda bulunduğu hâlde geçici 2 nci maddenin
yürürlüğe girdiği 27/1/2017 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken
tutarları süresinde ödemeyerek anılan Kanun hükümlerini ihlal eden
borçlulara, ihlale neden olan tutarları, ödemeleri gerektiği
tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar (bu tarih
dâhil) geçen süre için 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin
altıncı fıkrasında belirlenen ve ödemede gecikilen her ay ve kesri
için hesaplanması gereken geç ödeme zammı ile birlikte 31 Mayıs
2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödemeleri hâlinde 6736 sayılı
Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı sağlanmıştır.
Ayrıca, aynı maddenin ikinci
fıkrasına göre, 6736 sayılı Kanun
kapsamında 2017 yılının Ocak ayından itibaren (ödeme süresi bu aya
tekabül eden taksitler dâhil) ödenmesi gereken taksitlerin her
birinin ödeme süreleri dörder ay uzatılmıştır.
Buna göre, 7020 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği 27/5/2017 tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun
kapsamında yapılandırılan ve taksit ödemeleri devam eden bu
alacakların 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün
bulunmamaktadır.
Örnek 13- Mükellef,
26/4/2013 vadeli katma değer vergisi borcunu 6736 sayılı Kanunun 2
nci maddesi kapsamında 12 taksit ödeme seçeneğini tercih etmek
suretiyle yapılandırmış, 2012 takvim yılına ilişkin yıllık gelir
vergisi borcunu ise yapılandırmamıştır.
Mükellef, yapılandırılan borcuna
ilişkin olarak, 30/11/2016 tarihine kadar ödemesi gereken birinci
taksitini süresinde ödemediğinden, 6736 sayılı Kanundan yararlanma
hakkını kaybetmiştir.
Ancak, 6736 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesiyle mükelleflere, ödenmeyen birinci taksit
tutarlarının, hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 31 Mayıs
2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödenmesi hâlinde anılan Kanun
hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı sağlanmıştır.
Buna göre, mükellefin, yapılandırılan
borcuna ilişkin süresinde ödemediği birinci taksiti 6736 sayılı
Kanunun geçici 2 nci maddesine istinaden 31 Mayıs 2017 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) ödeme imkânı bulunduğundan, 7020 sayılı
Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun
hükümleri ihlal olmamıştır. Bu nedenle, mükellefin 7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince
6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borcu için 7020 sayılı
Kanundan yararlanma imkânı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, mükellefin 6736
sayılı Kanun kapsamında yapılandırmadığı 2012 takvim yılına
ilişkin yıllık gelir vergisi borcu için 7020 sayılı Kanun
hükümlerinden yararlanabilmesi mümkündür.
Örnek 14- 6736
sayılı Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak anılan Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılan vergi incelemesi sonucu
tarh edilen vergi ve kesilen cezalara ilişkin vergi/ceza
ihbarnamesi mükellefe 10/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup,
mükellef 6736 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ila
sekizinci fıkrası hükümlerinden yararlanmak için peşin ödeme
seçeneğini tercih ederek 6/12/2016 tarihinde başvuruda bulunmuş ve
borcun vadesi 31/12/2016 olarak belirlenmiştir. Ancak, mükellef
tarafından bu tarihe kadar ödeme yapılmamıştır.
Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 10
uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince, süresinde ödenmeyen söz
konusu borcun, 31/1/2017 tarihine kadar geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi halinde anılan Kanundan yararlanma imkanı
bulunmasına rağmen mükellef bu süre içerisinde de ödeme
yapmamıştır.
Bu durumda, 6736
sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırması 1 Şubat 2017 tarihi
itibarıyla ihlal olmuş ve 6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi
hükümlerinden yararlanamamıştır.
Buna göre, mükellefin söz konusu
vergi/ceza ihbarnamesine konu borcu için 7020 sayılı Kanunun
yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun
hükümleri ihlal edilmiş olduğundan, söz konusu borcun 7020 sayılı
Kanun hükümleri kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.
7020 sayılı Kanunun
2 nci maddesinin beşinci fıkrasında, bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı
kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın
yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre
ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacakların da bu
madde hükümlerinden yararlandırılacağı, bu hüküm kapsamına giren
alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacağı ve alacakların vade
tarihi olarak Kanunun yayımı tarihinin kabul edileceği, bu
kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve
şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik
yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, Kanunun kapsadığı
dönemlerle ilgili olup, tarhiyata
ilişkin mahkemelerce verilerek taraflardan birine tebliğ edilen ve
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşen
yargı kararına istinaden vergi dairelerince mükellefe ödemeye
yönelik tebligatın (Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay
Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi) yapılmaması nedeniyle borcun
vadesinin belirlenmediği alacaklar için bu Kanunda öngörülen süre
ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla Kanundan
yararlanılabilecektir.
Bu durumda, borçlunun başvuru
dilekçesinde bu fıkra kapsamına giren borçları için Kanun
hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtmesi şartıyla, bu
alacaklar için ayrıca vergi dairesince mükellefe Vergi
Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza
İhbarnamesi tebliğ edilmeyecek ve alacakların vade tarihi Kanunun
yayımı tarihi kabul edilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacakların
yalnızca vergi aslı veya vergi aslı ile birlikte asla bağlı vergi
cezası olması durumunda, verginin
tamamı ile bu tutar üzerinden gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır. Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak
yapılandırılan alacak tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmesi şartıyla alacak asıllarıyla ilgili gecikme faizi ile asla
bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca
asla bağlı vergi cezası olması ve
vergi aslının Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması
durumunda, herhangi
bir başvuruya bağlı olmaksızın bu cezaların tamamının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca
asla bağlı olmayan vergi cezası olması durumunda, bu
vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel
usulsüzlük cezaları) %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden
vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihinden sonra bu fıkra kapsamına giren alacaklara
yönelik başvuru süresi içerisinde yapılmış ödemelere ilişkin
tebligatlar hakkında da başvurulması şartıyla bu fıkra hükmü
uygulanacak ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayım tarihi
kabul edilecektir.
Diğer taraftan, Kanunun yayımı
tarihinden önce fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık kısmi
ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş kısım için bu madde
hükümlerinden yararlanılabilecektir. Ancak, fıkra kapsamına giren
alacakların Kanunun yayımı tarihinden önce tamamının ödenmiş
olması hâlinde bu madde hükümlerinden yararlanılamayacağı
tabiidir.
Ayrıca, bu fıkra hükmünden
yararlanılması durumunda, fıkra kapsamına giren alacaklar için
tebligat yapılmayacağı gibi alacakların vade tarihi olarak Kanunun
yayımı tarihi kabul edileceğinden, madde hükümlerinin ihlal
edilmesi hâlinde söz konusu alacaklar için Vergi Mahkemesi/Bölge
İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi
tebliğ edilmeksizin ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi vade
tarihi kabul edilmek suretiyle takip ve tahsil işlemlerine devam
edilecektir.
Ancak, borçlu tarafından bu fıkra
hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunulmaması durumunda vergi
dairesince alacağa yönelik Vergi Mahkemesi/Bölge İdare
Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza İhbarnamesinin tebliğ
edileceği tabiidir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları gereğince yapılandırılacak
ücret, su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından, vadesi
31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile
bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar
dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi
hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen
tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu
alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen
her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu alacakların
yapılandırılmasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/B-12) bölümünde
yapılan açıklamaların
dikkate alınması gerekmektedir.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(1)
Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin
hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
isteyen borçluların;
a) 30/6/2017 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Gümrük ve Ticaret Bakanlığına,
Maliye Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı
tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk
taksitini 31/7/2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil), Sosyal
Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk
taksitini 31/8/2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer
taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler
hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hüküm çerçevesinde; Maliye
Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil
dairelerine borçlu olanların Kanunun 2 nci maddesi hükmünden
yararlanmak istemeleri hâlinde, 30
Haziran 2017 tarihine
(bu tarih dâhil) kadar borçlu bulundukları tahsil dairelerine
başvurmaları gerekmektedir. Kanun kapsamında yapılandırılan
borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ya da ikişer
aylık dönemler hâlinde azami onsekiz eşit taksitte ödenmesi mümkün
olup ilk taksit ödeme süresi 31
Temmuz 2017 tarihi
mesai saati bitiminde sona ermektedir.
Kanunun 3 üncü maddesi hükmü ile
azami taksit süresi 18 eşit taksit olarak belirlenmiş olmakla
birlikte 6, 9 ve 12 eşit taksitte ödeme seçenekleri de
bulunmaktadır.
Kanuna göre ödenecek
taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması
hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonuna kadar
uzayacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesiyle, Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacak tutarının
peşin veya taksitle ödenmesi imkânı getirilmiş ve ödeme süresine
bağlı olarak katsayı uygulaması öngörülmüştür.
Katsayı uygulamasının düzenlendiği
Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3)
Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler
hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının
ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde,
bu tutarlara bu Kanunun yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar
geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz ve fer’i alacaklar
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarlar üzerinden ayrıca %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların taksitle
ödenmek istenmesi hâlinde, borçluların başvuru sırasında altı,
dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden
birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden
daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
c) Taksitle yapılacak ödemelerde
2 nci ve 4 üncü maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,045),
2) Dokuz eşit taksit için (1,083),
3) On iki eşit taksit için
(1,105),
4) On sekiz eşit taksit için
(1,15),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan
tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler
hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri
taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak tercih edilen
süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar
ilgili katsayıya göre düzeltilir.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hükmün uygulamasında
aşağıda yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
a) Kanuna
göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk
taksit ödeme süresi içerisinde peşin
olarak tamamen
ödenmesi hâlinde, bu tutara Kanunun yayımı tarihinden
ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz, gecikme
zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı ya
da katsayı uygulanmayacaktır.
Söz konusu ödemenin
defaten yapılması zorunlu olmayıp, ilk taksit ödeme süresi
içerisinde farklı zamanlarda borcun tamamının ödenmesi hâlinde de
bu hükümden yararlanılacaktır.
b) Kanuna
göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk
taksit ödeme süresi içerisinde peşin
olarak tamamen
ödenmesi hâlinde, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutar üzerinden ayrıca
%50 oranında indirim yapılacaktır.
Ancak, peşin ödeme indirimi ilk
taksit ödeme süresi içerisinde borcun tamamına karşılık yapılan
ödemelere uygulanacağından, Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı
fıkrası gereğince ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme
zammı ile birlikte yapılacak ödemelerde peşin ödeme indirimi
uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Örnek 15- Kanun
hükümlerinden yararlanmak için vergi dairesine başvuruda bulunan
mükellef, peşin ödeme seçeneğini tercih etmiştir.
Vergi dairesi, Kanun kapsamında
yapılandırılan alacak aslı tutarını 145.800,00 TL, fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanan tutarı ise 38.250,00 TL olmak üzere toplam 184.050,00
TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan borç
tutarını peşin ödeme seçeneği ile ödemeyi tercih ettiğinden,
ayrıca bir katsayı hesaplanmamıştır.
Mükellef tarafından ilk taksit ödeme
süresi içerisinde yapılandırılan borcun ödenmesi nedeniyle fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanan tutardan %50 oranında indirim yapılacaktır. Bu durumda,
mükellef Yİ-ÜFE tutarı olarak [38.250,00 - (38.250,00 x
%50)]=19.125,00 TL, toplamda 164.925,00 TL ödeme yapmak suretiyle
Kanun hükümlerinden yararlanacaktır.
Ancak, yapılandırılan borcun mükellef
tarafından Temmuz/2017 ayının sonuna kadar ödenmeyip, hesaplanacak
geç ödeme zammı ile birlikte Ağustos/2017 ayı içerisinde ödenmesi
durumunda 38.250,00 TL Yİ-ÜFE tutarının tamamının ödenmesi
gerekmektedir.
Örnek 16- Örnek
5’de belirtilen yapılandırılan alacağın
peşin ödenmek istenmesi hâlinde ödenecek tutar ile tahsilinden
vazgeçilecek tutar aşağıda gösterilmiştir.
Ödenecek Tutar |
|
|
Katma Değer
Vergisi |
: |
50.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=) |
: |
685,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarının %50’si
(Gecikme Faizi Yerine) |
: |
895,00 TL |
TOPLAM |
: |
51.580,00 TL |
Tahsilinden Vazgeçilen
Alacaklar |
|
|
Vergi Ziyaı Cezası |
: |
6.000,00 TL |
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=) |
: |
685,00 TL |
Gecikme Faizi |
: |
7.000,00 TL |
Yİ-ÜFE Tutarının %50’si |
: |
895,00 TL |
TOPLAM |
: |
14.580,00 TL |
Örnek 5’de yer alan toplam 64.370,00
TL alacak, Kanun kapsamında yapılandırılarak peşin ödenmesi
hâlinde 51.580,00 TL’ye düşmekte ve 14.580,00 TL tutarındaki
alacağın tahsilinden vazgeçilmektedir.
c) Yapılandırılan
alacak tutarının taksitle ödenmesi mümkündür. Bu takdirde,
borçlularca başvuru sırasında; 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte
ödeme seçeneklerinden biri tercih edilecektir. Borçlu tarafından
taksit sayısına ilişkin bir tercihte bulunulmaması hâlinde,
idarece Kanunda öngörülen en uzun taksit sayısı olan 18 taksite
ilişkin ödeme planı verilecektir.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin açık hükmü sebebiyle borçlular tercih
ettikleri taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme
yapamayacaktır.
ç) Taksitle
yapılacak ödemeler için Kanunun öngördüğü ilgili katsayı,
yapılandırılan alacak tutarı ile çarpılacak ve bulunacak tutar
borçlu tarafından seçilen taksit sayısına bölünerek ikişer aylık
dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun
kapsamında yapılandırılan alacağın 6 eşit taksitte ödenmesi
yönünde tercih kullanıldığı takdirde yapılandırılan alacak tutarı
6 eşit taksit için öngörülen (1,045) katsayısı ile çarpılacak ve
bulunan tutar taksit sayısı olan 6 sayısına bölünecektir. Aynı
şekilde borçlunun 18 eşit taksiti seçmesi hâlinde, taksitle
ödenecek alacak tutarı (1,15) katsayısı kullanılarak tespit
edilecektir.
d) 7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ile
borçlulara seçtikleri taksit süresinden daha kısa sürede ödeme
yapma imkânı verilmekte ve daha kısa sürede yapılan ödemelerde
madde hükmüne göre hesaplanan katsayının düzeltilmesi
öngörülmektedir.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun
kapsamında yapılandırılan alacak tutarının 18 eşit taksitte
ödenmesi yönünde tercih kullanıldığı hâlde borcun 9 eşit taksit
için öngörülen sürede tamamen ödenmesi hâlinde, (1,15) katsayısı
esas alınarak hesaplanan tutar, 9 eşit taksit için öngörülen
(1,083) katsayısına göre düzeltilecektir.
Kanunda genel olarak 6, 9, 12 ve 18
eşit taksit süresi olmak üzere dört ayrı taksit süresi ve bu
süreler için dört farklı katsayı belirlenmiştir. Erken yapılan
ödemeler nedeniyle katsayı düzeltmesinin yapılabilmesi için borçlu
tarafından seçilen taksit süresine uygulanacak katsayı ile
alacağın tamamının ödendiği tarihin denk geldiği taksit süresi
için belirlenmiş katsayının birbirinden farklı olması
gerekmektedir.
Örnek 17- Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan
mükellef, borcunu 12 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi
dairesi Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 36.000,00
TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak
tutarını 12 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 36.000,00 TL
alacak tutarı (1,105) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 12’ye
bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
12 eşit taksit için taksitlendirmeye
esas tutar :
36.000,00 x 1,105= 39.780,00 TL
Taksit
tutarı :
39.780,00 / 12= 3.315,00 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 36.000,00
TL’nin (39.780,00 - 36.000,00=)3.780,00 TL’si toplam katsayı
tutarıdır.
Mükellef, Temmuz/2017, Eylül/2017,
Kasım/2017, Ocak/2018, Mart/2018 aylarında ödemesi gereken taksit
tutarları toplamı olan (3.315,00 x 5=)16.575,00 TL’yi süresinde
ödemiştir.
Nisan/2018 ayında mükellef vergi
dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek
istediğini bildirmiştir.
Başvuru sırasında 12 eşit taksitte
ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit
taksit ödeme seçeneğinin ödeme süresi içerisinde, borcun tamamı
ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak tutarına
(1,105) katsayısı yerine 6 eşit taksit için öngörülmüş olan
(1,045) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak tutarının
yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045)
katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen
taksit tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar
bulunacaktır.
Buna göre;
6 eşit taksit için
taksitlendirmeye esas tutar |
: |
36.000,00 x 1,045 |
= |
37.620,00 TL |
Ödenen toplam taksit
tutarı |
: |
3.315,00
x 5 |
= |
16.575,00 TL |
Tahsil edilecek toplam tutar |
: |
37.620,00 - 16.575,00 |
= |
21.045,00 TL |
olacaktır.
Bu durumda, mükellefin 7020 sayılı
Kanun kapsamında yapılandırılan 36.000,00 TL borcu için (37.620,00
- 36.000,00=)1.620,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe
(3.780,00 - 1.620,00=)2.160,00 TL daha az ödeme imkânı
sağlayacaktır.
Örnek 18- Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere vergi dairesine başvuruda bulunan
mükellef, borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi talep etmiştir.
Vergi
dairesi Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 22.000,00
TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak
tutarını 18 eşit taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 22.000,00 TL
alacak tutarı (1,15) katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 18’e
bölünmek suretiyle taksit tutarı hesaplanacaktır.
18 eşit taksit için
taksitlendirmeye esas tutar |
: |
22.000,00 x 1,15 = 25.300,00 TL |
Taksit
tutarı |
: |
25.300,00 / 18 = 1.405,56
TL’dir. |
Taksitlendirmeye esas olan 25.300,00
TL’nin (25.300,00 - 22.000,00=)3.300,00 TL’si toplam katsayı
tutarıdır.
Mükellef, ilk 12 taksiti süresinde
ödemiştir. Bu sürede yapılan toplam tahsilat (1.405,56 x
12=)16.866,72 TL’dir.
Haziran/2019 ayında mükellef vergi
dairesine başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek
istediğini bildirmiştir.
Mükellef tarafından borcun tamamı 18
eşit taksit için öngörülmüş ödeme süresi (Temmuz/2017 ila
Mayıs/2020) içinde erken ödenmiş olmakla birlikte, ödemenin
yapıldığı Haziran/2019 ayı Kanunda belirlenen ve farklı katsayı
uygulanmasını gerektiren 12 eşit taksit için öngörülmüş süreden
(Temmuz/2017 ila Mayıs/2019) sonraya rastlamaktadır.
Kanunda 12 eşit taksit ila 18 eşit
taksit arasındaki süreler için farklı bir katsayı
belirlenmemiştir. Bu nedenle, mükellefçe yapılan ödemeye 18 eşit
taksit için belirlenmiş katsayı dışında bir katsayı uygulanması
imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Haziran/2019 ayında
mükellefin kalan altı taksit tutarını defaten ödemesi hâlinde
herhangi bir katsayı düzeltmesi yapılmayacaktır.
Örnek 19- Örnek
18’de belirtilen mükellefin taksitlendirilen borcunun ilk 5
taksitini süresinde ödedikten sonra kalan kısmın tamamını
Mayıs/2018 ayında ödediği kabul edildiğinde Kanun kapsamında
ödenecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Kanun kapsamında yapılandırılan
alacak tutarı 22.000,00 TL’dir. Katsayı uygulanmak suretiyle
taksitlendirilen tutara (25.300,00 TL) karşılık beş taksit tutarı
olan 7.027,80 TL tahsil edilmiştir.
Başvuru sırasında 18 eşit taksitte
ödeme seçeneği tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit
taksit ödeme seçeneğinin ödeme süresi içerisinde borcun tamamı
ödenmek istendiğinden, öncelikle yapılandırılan alacak tutarına
(1,15) katsayısı yerine 6 eşit taksit için öngörülmüş olan (1,045)
katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak tutarının yeniden
hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045)
katsayısı esas alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen
taksit tutarları çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar
bulunacaktır.
Buna göre; |
|
|
|
|
|
6 eşit taksit için
taksitlendirmeye esas tutar |
: |
22.000,00 x 1,045 |
= |
22.990,00 TL |
Ödenen toplam taksit tutarı |
: |
1.405,56
x 5 |
= |
7.027,80 TL |
Tahsil edilecek toplam tutar |
: |
22.990,00
- 7.027,80 |
= |
15.962,20 TL |
olacaktır. |
|
|
|
|
Bu durumda, mükellefin 7020 sayılı
Kanun kapsamında yapılandırılan 22.000,00 TL borcu için (22.990,00
- 22.000,00=)990,00 TL katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe
(25.300,00 - 22.990,00=)2.310,00 TL daha az ödeme imkânı
sağlayacaktır.
e) 7020
sayılı Kanun kapsamında ödenecek tutarlar, vergi dairelerine,
anlaşmalı bankalara ödenebileceği gibi, anlaşmalı bankaların banka
kartı ve kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödenebilecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
dördüncü fıkrasında “(4)
Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183
sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık
yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu
borç tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme
aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler
için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas
alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir.
Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal
Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı
Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son
gününü izleyen günden itibaren hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı
kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı
uygulanmasına engel teşkil etmez.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hüküm, 7020 sayılı Kanun
kapsamında yapılandırılan alacak tutarının kredi kartı kullanılmak
suretiyle de ödenmesine imkân vermektedir. Madde hükmüne göre
kredi kartı kullanılarak ödeme yapılabilmesi için aracılık yapan
bankalarla anlaşma yapılması gerekmektedir.
Bu Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla
Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek alacakların
tahsilatı amacıyla ödemeye aracılık yapacak bankalarla gerekli
anlaşma sağlanmış olup kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılacak
ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesi (www.gib.gov.tr)
üzerinden yapılabilecektir. Ancak, bankaların uygulama
geliştirmeleri hâlinde, internet siteleri veya şubeleri üzerinden
de kredi kartıyla tahsilat işlemleri yapılması mümkündür.
Kredi kartı ile yapılacak ödemeler,
tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla taksitin defaten
ödenmesi ya da bir veya birden fazla taksitin ilgili taksit
aylarına yansıtılmak suretiyle ödenmesi şeklinde yapılabilecektir.
Borçluların kredi kartına taksit
şeklinde ödeme yapmak istemeleri hâlinde, 7020 sayılı Kanun
kapsamında yapılandırılan alacak tutarı banka tarafından borçlunun
hesaplarına Kanunun öngördüğü taksit aylarında yansıtılacaktır.
Bununla birlikte, borçlu tarafından yapılan ödeme tutarını
gösterir alındı, kredi kartı ile ödeme işleminin yapıldığı tarih
itibarıyla verilecek ve borç ödenmiş kabul edilecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
dördüncü fıkrası gereğince, kredi kartı kullanılmak ve borçlunun
bankadaki kredi hesaplarına taksit aylarında borç olarak
yansıtılmak suretiyle yapılan ödemeler, ilgili taksit ayının son
gününü izleyen günden
itibaren 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen sürede
Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Örneğin, borçlu
tarafından Kanun kapsamında taksitlendirilmiş alacağın ilk iki
taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği
varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları
olan Temmuz/2017 ve Eylül/2017 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine
yansıtılacak ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit
aylarının son gününü izleyen 20 gün içerisinde Hazine hesaplarına
aktarılacaktır.
Kredi kartıyla yapılan
taksitli ödemenin Kanunun öngördüğü taksitli ödeme şekli olduğu
dikkate alındığında, bu şekilde yapılan ödemelerde de katsayı
uygulanacaktır.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında, Kanun hükümlerinden
yararlanarak borçlarını yapılandıran mükelleflerin vergi
dairelerinden olan alacaklarıyla yapılandırılan borçlarını ne
şekilde ödeyebilecekleri hususu düzenlenmiştir.
Madde hükmüne göre,
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme
alacaklarına uygulanmak üzere, Kanun hükümlerinden yararlanmak
için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı
gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen
borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru
ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve
belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Belgelere
ek olarak mahsuben iadenin gerçekleştirilebilmesi için teminat,
yeminli mali müşavir raporu veya vergi inceleme raporu da aranan
durumlarda, bunların da aynı süre içinde vergi dairesine intikal
etmiş olması gerekmektedir.
Bu takdirde, ilgili
mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla
bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılacaktır.
Mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması
hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen taksit
tutarının bir ay içerisinde ödenmesi hususunda bildirimde
bulunulması gerekmektedir.
Bir aylık süre
içerisinde eksik ödenen taksit tutarının, ödenmesi gerektiği
tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183
sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı
oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmayacaktır.
Mükelleflerin bu hükümden
yararlanmaları için başvurularını bu Tebliğe ekli (Ek:2/E) dilekçe
ile yapmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellefin mahsup
talebi üzerine mahsup işlemleri yapıldıktan sonra, fazla veya
yersiz mahsup yapıldığının tespiti hâlinde, haksız alınan iade
tutarı için vergi mevzuatı gereği gerekli tarhiyatın yapılacağı
tabiidir. Bu durumda, Kanun kapsamında mahsup yoluyla yapılmış
olan tahsilatlar için herhangi bir düzeltme işlemi
yapılmayacaktır.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında “(7)
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen
yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj) vergisi,
kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim
vergisi için bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile
ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri,
çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim
yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri
hâlinde bu Kanun hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına
ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.” hükmü
yer almaktadır.
Buna göre, Kanundan yararlanmak üzere
yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj) vergisi,
kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim
vergisi için başvuruda bulunan mükelleflerin Kanunda öngörülen
diğer şartların yanı sıra; belirtilen vergi türlerinden, taksit
ödeme süresince beyan üzerine ilk taksit ödeme süresinin başlangıç
tarihinden mükellef tarafından seçilen son taksit ödeme süresinin
sonuna kadar, erken ödeme hâlinde borcun tamamen ödendiği tarihe
kadar, tahakkuk edenleri vadesinde ödemeleri şarttır.
Bu hüküm, Kanuna göre ödenecek
taksitlerin süresinde ödenmemesi hâlinde uygulanacak hükümler ile
ilişkili olmayıp, taksit ödeme süresince mükelleflerin beyanı
üzerine tahakkuk edecek vergilerin zamanında ödenmesi ile
ilgilidir.
Örneğin, gelir vergisi mükellefi olan
borçlunun, Kanundan bu vergi türü için 12 eşit taksitte ödeme
seçeneği ile yararlanması durumunda, ilk taksit ödeme süresinin
başladığı 1/7/2017 tarihinden 12 eşit taksitin sona erdiği
31/5/2019 tarihine kadar beyanı üzerine tahakkuk eden, gelir
vergisini, katma değer vergisini, gelir (stopaj) vergisini ve
mükellefiyeti bulunması hâlinde özel tüketim vergisini ödemesi
gerekmektedir. Ancak, bu vergilerle birlikte tahakkuk eden damga
vergisinin vadesinde ödenmemesi hâlinde yapılandırma ihlal edilmiş
sayılmayacaktır.
Taksit ödeme süresince beyan üzerine
tahakkuk eden vergilerin vadesinde ödenmesi şartı, bir takvim
yılında her bir vergi türü için en fazla iki defa ihlal
edilebilecektir. Böyle bir durumda borçlular Kanun hükümlerinden
yararlanma haklarını kaybetmeyecektir.
Ancak, bir vergi türünün bir takvim
yılında ikiden fazla vadesinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi
hâlinde mükellefler üçüncü ihlale konu verginin vadesinin
rastladığı ayın sonuna kadar (bu tarih dâhil) ödedikleri taksitler
için Kanun hükmünden yararlanacak bu tarihten sonra ise Kanun
kapsamında ödeme haklarını kaybedeceklerdir.
Diğer taraftan, mükelleflerin çok zor
durumda bulunmaları nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememeleri
hali Kanunun ihlal nedeni sayılmamıştır.
Çok zor durum hali, 6183 sayılı
Kanunun 48 inci maddesinde geçen “çok zor durum” halini ifade
etmektedir.
Buna göre, 6183 sayılı Kanuna göre
vadesinde ya da vadesinden önce yapılan müracaatlara istinaden
borçları tecil edilen mükelleflerin çok zor durumda bulundukları
kabul edilecektir. Tecil talebi çok zor durum hali dışındaki
nedenlerle (Örneğin, özel tüketim vergisi gibi taksitlendirilmesi
uygun görülmeyen vergiler veya diğer nedenler) uygun görülmeyen
mükellefler için tecil yapılmamakla birlikte, çok zor durum
halinin varlığı tespit edilmişse Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmayacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
onbeşinci fıkrasında, bu
Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların Kanunda belirtilen
şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamalarının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Kanun kapsamına, alacağın varlığı
hususunda ihtilaf olan alacaklar girmemekte olup, münhasıran
kesinleşmiş alacaklar girdiğinden, bu Kanundan yararlanmak isteyen
borçluların kesinleşmiş alacaklara ilişkin dava açmamaları,
açılmış davalardan vazgeçmeleri (ihtirazi kayıtla verilen
beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin
alacağa ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) ve kanun
yollarına başvurmamaları gerekmektedir. Bu nedenle, Kanun
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların bu yöndeki iradelerini
başvuruları sırasında yazılı olarak belirtmeleri şarttır.
Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği
haiz olmayan teşekküller tarafından açılan davalardan vazgeçme
yetkisi, bunların kanuni temsilcilerinde bulunduğundan, Kanundan
yararlanma başvuruları kanuni temsilcileri tarafından
yapılacaktır. Aynı şekilde, iflas idaresi tarafından açılan ya da
ihtilafı devam ettirilen davalardan da iflas idaresince
vazgeçilmesi gerekecektir. Kanuni temsilcilerin bu başvuruları
sırasında dilekçelerine temsilci sıfatlarını gösteren belgeyi
eklemeleri icap etmektedir.
Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci
fıkrası hükmü gereğince, davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili
tahsil dairelerine verilecek ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine
verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak
dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu nedenle,
tahsil dairelerince alınan dilekçenin bir örneğinin derhal davanın
bulunduğu yargı merciine gönderilmesi gerekmektedir.
Kanundan yararlanmak
için elektronik ortamda başvuruda bulunan borçluların, devam eden
ihtilaflardan vazgeçtiklerini gösterir ıslak imzalı dilekçelerini
başvuru süresi içerisinde ilgili tahsil dairesine vermeleri
gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükelleflerce Kanun
hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde
idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği tabiidir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
onaltıncı fıkrası gereğince, Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları
davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar
tarihine bakılmaksızın Kanunun yayımı tarihinden
sonra tebliğ edilen yargı kararları uyarınca işlem
yapılmayacaktır.
Ayrıca,
Kanunun 3
üncü maddesinin onyedinci fıkrasına göre, Kanun hükümlerinden
yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlarla
hükmedilmiş yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile
fer’ilerinin bulunması hâlinde bu tutarlar karşılıklı olarak talep
edilmeyecek, bu
alacaklar için icra takibi yapılamayacak ve vazgeçme tarihinden
önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri
alınmayacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinde, Kanuna göre yapılandırılan alacakların taksitlerinin
süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun
hükümlerinden yararlanabilme koşullarına yönelik düzenlemeler yer
almaktadır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
altıncı fıkrasında “(6)
Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde
ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında
iki veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi
hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son
taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk
taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin
süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik
ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir
takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya
eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı
kaybedilir. Bu hüküm alacaklı idareler açısından taksitlendirilen
alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında
ödenmesi gereken taksitlerin ilk
ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmek koşuluyla, kalan
taksitlerden; bir
takvim yılında en fazla iki taksitin süresinde ödenmemesi veya
eksik ödenmesi hâlinde, Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacak
ve ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun
başvuru sırasında tercih ettiği taksitlendirme süresinin son
taksitini izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen
her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre
belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.
Dolayısıyla, Kanun kapsamında
ödenmesi gereken taksitlerden;
- İlk ikisinin süresinde ödenmemesi
veya eksik ödenmesi,
- Bir takvim yılında ikiden fazla
taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
- Süresinde ödenmeyen veya eksik
ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen
ayın sonuna kadar da ödenmemesi,
hâlinde Kanun hükümlerinden
yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Bu durumda, Kanun
kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden ilk
ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmesi Kanundan yararlanma
hakkının devamı için zorunlu olduğundan, taksitli ödeme seçeneğini
tercih eden borçluların Temmuz/2017 ve Eylül/2017 taksitlerini
süresinde ve tam olarak ödemeleri gerekmektedir.
Bu hüküm, alacaklı idareler açısından
taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü
maddesinin yirmiikinci fıkrası gereğince, aynı maddenin yirminci
ve yirmibirinci fıkra hükümlerine göre 213
sayılı Kanun kapsamında ilan edilen mücbir sebep halleri ile ilgili
olarak 7020 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk
ikisinin ödeme süresinin uzatılması hâlinde, bu taksitler için
süresinde ve tam olarak ödenme şartı aranılmayacaktır. Bununla
birlikte, süresinde ödenmeyen taksitler hakkında Kanun
hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
7020 sayılı Kanun
hükümlerine göre borçlarını yapılandıran belediyeler
ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca
ödenmesi gereken taksit tutarlarının, 2/7/2008
tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel
Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanuna
göre belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı
üzerinden ayrılan paylarından tahsil edilmesi gerekmekle birlikte,
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Bakanlar Kurulunca
durdurulması hâlinde, aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti
yapılmayan aylar için de durdurulacağından taksit ödemeleri
yönünden bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında “(9)
Bu maddenin yedinci ve sekizinci fıkraları uyarınca vadesinde
ödenmesi öngörülen alacakların veya taksit tutarının %10’unu
aşmamak şartıyla 5 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında
ödenecek taksitler ile taksit ödeme süresince beyan üzerine
tahakkuk eden ve Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında
belirtilen vergilerin (her bir vergi türü itibarıyla) vadesinde
yapılan ödemelerinde 5,00 TL’ye kadar eksik ödemeler ihlal sebebi
sayılmayacaktır. Bununla birlikte, tahakkuk eden alacağın %10’u
5,00 TL’nin altında ise yüzde %10 tutarına isabet eden tutar kadar
eksik ödeme hali ihlal sebebi sayılmamıştır. Ancak, bu tutarları
aşan eksik ödemelerin ihlal sebebi olarak değerlendirileceği
tabiidir.
Örneğin, Kanun hükmünden gelir
vergisi için yararlanmış bir mükellefin Kasım/2017 dönemine
ilişkin beyanı üzerine tahakkuk eden katma değer vergisi 2.435,00
TL olmasına rağmen bankaya 2.430,00 TL olarak ödeme yapılmıştır.
Eksik ödenen tutar, 5,00 TL’yi aşmadığından Kanun hükümleri ihlal
edilmiş sayılmayacaktır. Diğer taraftan, tahakkuk eden verginin
%10’u olan (2.435,00 x %10=)243,50 TL ise 5,00 TL’den daha fazla
olduğundan tutarın oranla mukayese edilmesine gerek olmadığı
tabiidir.
7020 sayılı Kanun kapsamında ödenecek
taksitler ile taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden
ve Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen
vergilerin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde
borçluların, Kanundan ne şekilde yararlanabileceklerine ilişkin
açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
a) Kanunun
3 üncü maddesinin onuncu fıkrasında, Kanun kapsamına giren
alacakların aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen şekilde
tamamen ödenmemiş olması hâlinde, borçluların ödedikleri tutar
kadar Kanun hükümlerinden yararlanacağı düzenlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında
taksitlendirilen alacakların Kanunda öngörülen süre ve şekilde
tamamen ödenmemesi hâlinde, bu Tebliğin (II/B-3-c) bölümlerinde
yer alan açıklamalar saklı kalmak kaydıyla borçlular yaptıkları
ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden yararlandırılacaktır.
Örnek 20- Mükellef,
7020 sayılı Kanun kapsamında olan kesinleşmiş borçları için
Kanundan yararlanma talebinde bulunmuştur.
Mükellefin Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kapsama giren borçları aşağıdaki şekildedir:
2015 takvim yılı gelir vergisi |
: |
64.000,00
TL |
Gelir vergisine ilişkin gecikme
zammı |
: |
10.633,08 TL |
26/9/2016 vadeli gelir (stopaj)
vergisi |
: |
12.440,00 TL |
Gelir (stopaj) vergisine
ilişkin gecikme zammı |
: |
1.393,28 TL |
TOPLAM |
: |
88.466,36 TL |
Vergi asıllarına vade tarihleri ile
Kanunun yayımı tarihine kadar gecikme zammı yerine hesaplanacak
toplam Yİ-ÜFE oranları ve tutarları aşağıdaki gibidir:
Gelir Vergisi I. Taksit Tutarı
İçin |
: |
32.000,00 x %6,2842 = |
2.010,94 TL |
Gelir Vergisi II. Taksit Tutarı
İçin |
: |
32.000,00 x %3,4742 = |
1.111,74 TL |
Gelir (stopaj) Vergisi İçin |
: |
12.440,00 x %3,23 = |
401,81 TL |
TOPLAM (Yİ-ÜFE) |
: |
|
3.524,49 TL
|
Katsayısız Genel Toplam
|
:
|
76.440,00 + 3.524,49 = 79.964,49
TL |
Mükellef, vergi asılları ile
hesaplanan Yİ-ÜFE tutarları toplamını Kanun kapsamında 9 eşit
taksitte ödemeyi tercih etmiştir.
Ödenecek Taksit Tutarları =
[(Vergi Asılları + Toplam Yİ-ÜFE Tutarı) x 1,083] / 9
=
[(76.440,00 + 3.524,49) x 1,083 ] / 9
= 9.622,40 TL
Mükellef Kanuna göre 8 taksiti
süresinde ödemiş ancak, son taksit için herhangi bir ödeme
yapmamıştır.
Bu durumda, mükellefin yaptığı
ödemeler, vadesi önce gelen borçlardan başlanarak her bir dönem
itibarıyla mahsup edilecektir. Yapılan ödemeler belirtilen şekilde
mahsup edildikten sonra alacağın tamamen tahsil edilemediği
dönemlerde Kanun hükmü ihlal edilmiş sayılacaktır. Bu takdirde,
kısmi ödeme olan döneme ilişkin vergiler için yapılmış ödemeler
kadar Kanundan yararlanılacaktır.
Mükellefin Kanundan yararlanacağı
tutar hesaplanırken, yapılandırılan borcun katsayı tatbik
edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, Kanun kapsamında
yapılandırılan toplam alacak tutarı 79.964,49 TL
olup, bu tutara karşılık 8 taksit içerisinde ödenen tutar
[(79.964,49 /
9=)8.884,94 x 8=]71.079,52 TL’dir.
Mükellefin vadesi önce gelen borcu
yıllık gelir vergisi olduğundan, 71.079,52 TL yapılan ödeme
tutarı, ilk önce yıllık gelir vergisi ile buna isabet eden Yİ-ÜFE
tutarı toplamına (64.000,00 + 3.122,68=)67.122,68 TL mahsup
edilecektir. Bu şekilde yapılan mahsup sonucunda
mükellef, 31/3/2016 ve 31/7/2016 vadeli gelir vergisi ve buna
ilişkin gecikme zammı için Kanundan yararlanmış olacaktır.
Mahsuptan sonra kalan (71.079,52 -
67.122,68 =)3.956,84 TL tutar, gelir (stopaj) vergisi ve bu
vergiye ilişkin Yİ-ÜFE tutarı toplamı olan 12.841,81 TL’yi
karşılayamadığından bu dönem borcu için Kanun hükümleri ihlal
edilmiş sayılacaktır.
Bu durumda, yapılan ödeme tutarı
kadar Kanundan yararlanılacaktır. Ödeme tutarından vergi aslına
isabet eden tutar;
Vergi aslına isabet eden tutar |
= |
(Vergi Aslı) x (Yapılan
Ödemeden Kalan Tutar) |
(Vergi Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı) |
formülü ile bulunacaktır. Buna göre;
Vergi aslına isabet eden tutar |
= |
12.440,00 x 3.956,84 |
= |
3.833,03 TL’dir. |
12.841,81 |
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE
aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (3.833,03 x %3,23=)123,81
TL ile birlikte (3.833,03 + 123,81=)3.956,84 TL olarak alacak aslı
ve gecikme zammına mahsup edileceğinden, gelir (stopaj) vergisinin
kalan (12.440,00 -3.956,84=)8.483,16 TL’si vade tarihinden
itibaren uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil
edilecektir.
Örnek 21- Temmuz,
Ağustos, Eylül/2016 geçici vergilendirme dönemine ilişkin
158.000,00 TL kurum geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak,
mükellef 17/11/2016 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiştir.
Söz konusu geçici vergi, mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini
süresi içerisinde vermesi nedeniyle, 1/4/2017 tarihinde terkin
edilmiş ve 9.954,79
TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak için
başvuruda bulunması hâlinde kurum geçici vergisinin vade
tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan
gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE
oranı %1,5755’dir.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (158.000,00
x %1,5755=)2.489,29 TL olacaktır.
Mükellefin söz konusu tutarı 12 eşit
taksitte ödemek istemesi durumunda Kanun kapsamında toplam
ödenecek tutar (2.489,29 x 1,105=)2.750,67 TL olarak bulunacaktır.
Dolayısıyla, bir taksit tutarı (2.750,67 / 12=)229,22 TL
olacaktır.
Mükellefin Kanun kapsamında ilk 10
taksitini süresinde ödediği, diğer taksitlerini ise ödemediği
varsayıldığında, mükellef ödediği tutar kadar Kanundan
yararlanabilecektir. Bu durumda mükellefin Kanundan yararlanacağı
tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş
kısmı dikkate alınacaktır.
Toplam Gecikme Zammı Tutarı
x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı Hariç) |
Hesaplanan Yİ-ÜFE Tutarı |
= |
9.954,79 x 2.074,40 |
= |
8.295,62 TL |
2.489,29 |
formülü kullanılacak ve hesaplanan
8.295,62 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kalan (9.954,79 - 8.295,62 =)1.659,17
TL gecikme zammının ise takip ve tahsiline devam edilecektir.
Örnek 22- Bu
Tebliğin 4 numaralı örneğinde yer alan mükellefin Kanuna göre
belirlenen tutarı 9 taksitte ödemek istediğini, ancak 6 taksiti
süresinde ödediğini, kalan 3 taksiti ödemediğini varsaydığımızda,
bu mükellefin Kanun kapsamında yararlanacağı tutar şu şekilde
hesaplanacaktır.
Mükellefin, Kanuna göre
yapılandırılan borç toplamı [(42.585,00 + 10.414,03) x 1,083=]
57.397,95 TL olup (57.397,95 / 9=) 6.377,55 TL, bir taksitte
ödenecek tutardır. Buna göre, mükellef 6 taksitte toplam (6.377,55
x 6 =)38.265,30 TL ödeme yapmıştır.
Ancak, mükellefin Kanundan
yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı
tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna göre, katsayı hariç olmak üzere
yapılandırılan alacağa yönelik olarak taksitler içerisinde ödenmiş
olan tutar, katsayının tatbik edildiği tutarın taksit sayısına
bölünmesi ve ödenen taksit sayısı ile çarpılması sonucunda
bulunacaktır.
Taksitler içerisinde katsayı hariç
ödenen tutar [(52.999,03 / 9=)5.888,78 x 6=] 35.332,68 TL’dir.
Mükellefin Kanundan yararlanacağı
tutarın yapılandırılan borçlarına mahsubunda Seri:A Sıra No:1
Tahsilat Genel Tebliğinde yapılanan açıklamaların dikkate alınması
gerekmektedir.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanun
gereğince vergi aslından yararlanacağı tutarın “A” olduğu
varsayılmıştır.
A |
= |
Alacak Aslı (Vergi) x Ödenen
Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı
Tutarı Hariç) |
|
|
|
A |
= |
42.000,00 x 35.332,68 |
52.999,03 |
A =
27.999,99 TL olarak hesaplanacaktır.
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE
aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (27.999,99 x
%13,6453=)3.820,68 TL ile birlikte (27.999,99 +
3.820,68=)31.820,67 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına
mahsup edileceğinden, yıllık gelir vergisinin kalan (42.000,00 -
27.999,99=)14.000,01 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak
gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Diğer taraftan, 42.000,00 TL vergi
aslı için hesaplanan gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranı uygulanarak hesaplanan 4.683,00 TL Yİ-ÜFE tutarına karşılık
kısmi ödeme nedeniyle mahsup edilecek tutar ile takip edilecek
gecikme faizi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
Yıllık gelir vergisi kanuni süresinde
beyan edildiğinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Kanuni
süresinden sonra tahakkuk ettirilen yıllık gelir vergisi için
gecikme faizi, taksitlerin kanuni ödeme süreleri dikkate alınarak
hesaplanmaktadır. Bu çerçevede örnek olayda gecikme faizi ve
gecikme faizi yerine tahsil edilecek Yİ-ÜFE tutarının hesabında da
yıllık gelir vergisi taksitlerinin kanuni ödeme süreleri esas
alınmıştır.
Mükellefin, Kanun gereğince gecikme
faizinden yararlanacağı tutar (F=F1+F2);
F1=
Yıllık Gelir Vergisi 1. Taksit Tutarına İsabet Eden Gecikme
Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (27.999,99 / 2=)14.000,00 x
%12,53 = 1.754,20 TL’dir.
F2=
Yıllık Gelir Vergisi 2. Taksit Tutarına İsabet Eden Gecikme
Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (27.999,99 / 2=)13.999,99 x
%9,77 = 1.367,80 TL’dir.
F=
1.754,20+1.367,80=3.122,00 TL olacaktır.
Mükellefin, 6.468,00 TL gecikme faizi
yerine hesaplanmış olan 4.683,00 TL tutarında Yİ-ÜFE’ye karşılık
3.122,00 TL tahsil edildiği dikkate alındığında,
bu tahsilata isabet eden gecikme faizi tutarı;
F
= |
Gecikme Faizi x Ödenen Yİ-ÜFE
(Gecikme Faizi Yerine) |
Hesaplanan Yİ-ÜFE (Katsayı
Tutarı Hariç) |
F = |
6.468,00 x 3.122,00 |
4.683,00 |
F = 4.312,00
TL olarak hesaplanacaktır.
(6.468,00 - 4.312,00=)2.156,00 TL
gecikme faizinin takibine devam edilmesi gerekmektedir.
Mükellefin, Kanun gereğince vergi
ziyaı cezasından yararlanacağı tutarın “C” olduğu
varsayılmıştır.
C |
= |
Alacak Aslı (Vergi Ziyaı Cezası)
x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı
Tutarı Hariç) |
|
|
|
C |
= |
42.000,00 x 35.332,68 |
|
52.999,03 |
|
C = 27.999,99
TL olarak hesaplanacaktır.
Bu tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE
aylık değişim oranı uygulanarak bulunan (27.999,99 x
%13,6453=)3.820,68 TL ile birlikte (27.999,99 +
3.820,68=)31.820,67 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammının
tahsilinden vazgeçilecektir. Vergi ziyaı cezasından kalan
(42.000,00 - 27.999,99=)14.000,01 TL’si vade tarihinden itibaren
uygulanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Mükellefin, Kanun gereğince özel
usulsüzlük cezasından yararlanacağı tutarın “U” olduğu
varsayılmıştır.
U |
= |
Alacak Aslı (Özel Usulsüzlük
Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
Toplam
Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç) |
U |
= |
585,00 x 35.332,68 |
52.999,03 |
U =
389,99 TL olarak hesaplanacaktır.
Yapılandırılan 585,00 TL özel
usulsüzlük cezasına karşılık 389,99 TL ödeyen mükellefin Kanundan
ödediği tutar kadar yararlandırılmasında yapılandırma öncesi
tutarın da dikkate alınması gerektiğinden, yapılandırma öncesi
1.170,00 TL tutarındaki özel usulsüzlük cezasına karşılık Kanundan
yararlanılacak tutar (Y) aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Y |
= |
Yapılandırma Öncesi Alacak Aslı
x Özel Usulsüzlük Cezasına Karşılık Ödenen Tutar |
Yapılandırılmış Tutar |
Y |
= |
1.170,00 x 389,99 |
585,00 |
Y = 779,98
TL Kanundan yararlanılacaktır.
Borçludan özel usulsüzlük cezası
olarak (1.170,00 - 779,98=)390,02 TL tutar takip edilecektir.
Yapılan tahsilatlardan bakiye
2.932,62 TL ise katsayı tutarı olup bu tutarla ilgili herhangi bir
düzeltme yapılmayacaktır.
b) 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasında, Kanunun 3 üncü
maddesinin yedinci fıkrası hükmü saklı kalmak suretiyle yapılan
ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden yararlanılacağı
düzenlenmiştir.
Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci
fıkrasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/Ç-1) bölümünde gerekli
açıklamalar yapılmıştır.
Bu itibarla, yıllık gelir veya
kurumlar, gelir (stopaj), kurumlar (stopaj), katma değer ve özel
tüketim vergilerinin Kanun kapsamında yapılandırılarak
taksitlendirilmesi hâlinde, Kanunun 3 üncü maddesinin onuncu
fıkrası kapsamında ödemeler nispetinde yararlanılabilmesi için
taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen
beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergilerin vadesinde
ödenmesi gerekmektedir.
Kanun hükümlerine göre yapılandırılan
alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde veya bu bölümde yapılan
açıklamalara göre ödenmesine rağmen, Kanunun 3 üncü maddesinin
yedinci fıkrası gereğince yararlanılan vergi türlerinin, taksit
ödeme süresince verilen beyannameler üzerine tahakkuk edenlerinin
bir takvim yılında her bir vergi türü itibarıyla çok zor durum
olmaksızın ikiden fazla vadesinde ödenmemesi ya da eksik ödenmesi
hâlinde, üçüncü ihlalin yapıldığı vade tarihinin rastladığı ayın
sonunda Kanun hükümleri ihlal edilmiş olacak ve bu tarih
itibarıyla, Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenmiş taksit
tutarları için Kanun hükmünden yararlanılacaktır.
Örnek 23- Mükellef,
Kanun kapsamında yapılandırılan gelir (stopaj) vergisi borcuna
ilişkin Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs ve
Temmuz/2018 aylarında ödemesi gereken taksitlerini taksit ödeme
süresi içerisinde ödemiş olmakla birlikte; Kanun kapsamında
yapılandırılmasını talep ettiği gelir (stopaj) vergisi ile ilgili
olarak Mart, Nisan, Mayıs/2018 aylarında beyanı üzerine tahakkuk
eden vergilerini ödeme süresi içerisinde ödememiştir.
Bu durumda, mükellef, taksitlendirme
süresince tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisini bir takvim
yılında üç defa ödemeyerek Kanundan yararlanma şartını ihlal
ettiğinden, ihlalin gerçekleştiği Mayıs/2018 ayına kadar ödediği
Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs/2018 taksit
tutarları için 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacak,
Temmuz/2018 taksit tutarları için ise anılan Kanun hükümlerinden
yararlanmayacaktır.
Diğer taraftan, mükellefin Temmuz,
Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs ve Temmuz/2018
taksitlerini 31/5/2018 tarihinden önce ödemiş olması hâlinde, bu
taksit tutarlarının tamamı için anılan Kanun hükümlerinden
yararlanılacağı tabiidir.
7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin yirmibirinci fıkrasında “(21)
Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci
maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilmiş ve devam eden
yerlerdeki vergi dairelerinde mükellefiyet kaydı bulunanlardan
mücbir sebep hâli devam edenler ile Sosyal Güvenlik Kurumunca
mücbir sebep hâli nedeniyle belge verme süresi ve prim
ödemelerinin ertelendiği yerlerdeki kayıtlı işveren, sigortalı ve
diğer prim ödeme yükümlülerinin, bu Kanun kapsamında ödenmesi
gereken taksitlerden, mücbir sebep hâli süresi içerisinde ödenmesi
gereken taksitleri, mücbir sebep hâlinin bitim tarihini takip eden
aydan başlamak üzere altı ay içinde ödenir.” hükmü
yer almaktadır.
Buna göre, 7020 sayılı
Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla 213 sayılı
Kanunun 15 inci maddesine istinaden mücbir sebep hâli ilan edilmiş
ve devam etmekte olan Diyarbakır İli Sur ve Silvan İlçeleri,
Mardin İli Dargeçit, Derik ve Nusaybin İlçeleri, Siirt İli Eruh
İlçesi, Hakkari, Şırnak, Kilis İlleri genelindeki vergi
dairelerinde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin, bu Kanun
hükümlerinden yararlanması durumunda, Kanun kapsamında
yapılandırılan alacakların taksit ödeme süreleri bu fıkra uyarınca
belirlenecektir.
Diğer taraftan, 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla mücbir sebep hali devam
eden Van İli geneli, Bitlis İli Adilcevaz İlçesi, Ağrı İli Patnos
İlçesinde mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin mücbir sebep
hali, bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince
31/5/2017 tarihi itibarıyla sona erdiğinden, Kanunun 3 üncü
maddesinin yirmibirinci fıkra hükmünden yararlanmaları söz konusu
olmayacak, mücbir sebep halinin başladığı tarihten önceki borçları
ile mücbir sebep hali kapsamına girmeyen borçları için Kanundan
yararlanmaları durumunda yapılandırılan tutarlar, Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenecektir.
Ancak, bu yerlerdeki mükelleflerden
6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ondokuzuncu fıkrası
kapsamında ilgili vergi dairesine başvurmak suretiyle mücbir sebep
hallerini sona erdiren ve anılan fıkrada öngörülen sürede
beyanname ve bildirimlerini veren mükelleflerin bu beyan ve
bildirimleri üzerine tahakkuk eden vergiler hakkında 7020 sayılı
Kanunun 5 inci maddesi hükmü uygulanacaktır.
1- Tüzel
kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için Kanun
hükümlerinden yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri
tarafından yapılacaktır.
2- 7020 sayılı
Kanun hükümlerinden, 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yer
alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller,
şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan
kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak
yararlanabileceklerdir.
1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Kanunu
uyarınca mükellefle birlikte borcun ödenmesinden müştereken ve
müteselsilen sorumluluğu bulunanların da bu Kanun hükmünden
yararlanmaları mümkündür.
Asıl amme borçlusu ile birlikte
borcun ödenmesinden birden fazla kişinin sorumlu olması hâlinde bu
kişilerce Kanun hükümlerinden farklı taksit seçenekleri seçilmek
suretiyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
3- Adi
ve kollektif şirketlerde ortak olanlar şirketin borçlarının tamamı
üzerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından, bu
ortaklar da sorumlu oldukları bu borçlar için Kanun hükmünden
yararlanabileceklerdir.
4- 7020 sayılı
Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla haklarında
9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine
göre iflasın açılmasına karar verilen gerçek ve tüzel kişilerin
Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için iflas işlemlerini
yürüten iflas idaresinin ilgili vergi dairesine yazılı olarak
müracaat etmesi zorunludur.
Bununla birlikte, iflas hâlindeki
tüzel kişiliklerin ortaklarının ve kanuni temsilcilerinin 213
sayılı Kanun ve 6183 sayılı Kanun uyarınca sorumlu oldukları
borçlar için Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri mümkün
bulunmaktadır.
Ancak, iflas hâlinde bulunan
mükelleflerden aranılan kamu alacaklarına ilişkin olarak Kanundan
yararlanmak için başvuru süresi içerisinde herhangi bir başvuruda
bulunulmaması ve/veya bu alacakların 30/6/2017 tarihinden sonra
iflas masasına kaydedilmiş olması hâlinde, alacaklar Kanunun
kapsadığı dönemlere ait olsa dahi 7020 sayılı
Kanun hükümlerinden yararlanılamayacaktır.
2004 sayılı Kanunun 179 ve devamı
maddelerinde düzenlenen iflas ertelemesine ilişkin hükümler
çerçevesinde iflas ertelemesine karar verilen şirkete veya
kooperatife mahkemece erteleme kararıyla birlikte kayyım
atanmaktadır. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle
elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve
işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da
yetinebilir. Haklarında iflas ertelemesi kararı bulunan şirketler
ve kooperatifler 7020 sayılı Kanuna göre yapacakları başvurularını
haklarında verilmiş mahkeme kararına göre temsile yetkili kişiler
vasıtasıyla yapacaklardır.
Ayrıca, 2004 sayılı Kanun dışındaki
mevzuatlar gereğince de borçlulara kayyım atanması mümkün
bulunmaktadır. Bu durumda, borçlu adına Kanundan yararlanmak için
yapılan başvuruların yetkili kişilerce yapılıp yapılmadığının
ilgili mevzuat hükümleri ve kayyım atanmasına ilişkin kararlar
dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
5- 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce, vergi mevzuatında yer alan
düzenlemeler nedeniyle mahsuben iade talebi bulunan mükellefler
diledikleri takdirde mahsup talep ettikleri borçları için Kanun
hükümlerinden yararlanabilecektir. Bu takdirde, mahsuben iade
talebinden vazgeçtiklerini bağlı bulundukları vergi dairesine,
birden fazla vergi dairesine mahsup talepli borçları olması
hâlinde, her birine ayrı ayrı Kanundan yararlanmak için belirlenen
başvuru süresi içinde ekte yer alan (Ek:2/F) dilekçeyle
bildirmeleri gerekmektedir.
Mükellefin kendi borcu dışında,
ilgili mevzuat uyarınca üçüncü şahısların borçlarına mahsup talebi
olması hâlinde ise mahsup talebinden vazgeçebilmesi için borcuna
mahsup istenen üçüncü şahsın da bu konuya yönelik irade beyanı
aranılacaktır. Bu takdirde, mükellefin üçüncü şahıs lehine yaptığı
mahsup talebi hükümsüz kalacaktır. Lehine mahsup talep edilen
üçüncü şahsın ise mükellefin irade beyanı olmadan Kanundan
yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceği tabiidir.
Bununla birlikte, mahsup talebinden
vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu iade alacaklarını
7020 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerine Kanunun 3
üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmüne
göre veya Kanun kapsamında yapılandırılmayan vergi borçlarına
ilgili mevzuat uyarınca mahsubunu talep etmeleri mümkündür. Bu
durumda, mahsuba esas alınacak tarih, Kanunun yayımı tarihinden
sonra yaptıkları başvuru esas alınarak belirlenecektir.
Diğer taraftan, ilgili vergi
mevzuatından doğan iade alacağının vergi borcuna mahsubunu talep
eden ve vergi borcunu 7020 sayılı Kanuna göre ödemek üzere bu
mahsup talebinden vazgeçen mükelleflere iade alacaklarının,
mahsubundan vazgeçilen borcun söz konusu Kanun kapsamında
yapılandırılmasından sonra hesaplanan taksit tutarları toplamını
aşan kısmı, ilgili mevzuat hükümleri ve 6183 sayılı Kanunun 23
üncü maddesi göz önünde bulundurularak nakden iade
edilebilecektir.
6- Kanundan
yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, Kanunun 3 üncü
maddesinde öngörülen katsayı uygulaması hariç olmak üzere Kanunun
yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı,
gecikme cezası gibi herhangi bir fer’i alacak tatbik
edilmeyecektir.
7- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ondördüncü fıkrasında, Kanuna
göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak tatbik edilen hacizlerin
yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden
teminatların iade edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, Kanun kapsamındaki
borçlarını ödemek üzere başvuran ve borçlarına karşılık ödemede
bulunan mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen hacizler, bu
malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği
malların, ödenmemiş taksitlerin yapılandırma öncesi tutarını
karşılayacak değerde olması şartıyla ödemeler nispetinde
kaldırılacaktır.
Bu hüküm çerçevesinde, borçları Kanun
hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin teminat değişikliği
talepleri de değerlendirilebilecektir.
Diğer taraftan, bu
Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar muaccel olmaktan
çıktığından, bu borçlarla ilgili olarak 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip işlemi yapılmamaktadır. Ancak, Kanunun 3 üncü
maddesinin ondördüncü fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında
ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar,
borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
alacaklı tahsil dairesince satılabilecektir. Satış sonucunda elde
edilecek tutarın, ilgili mevzuata göre öncelikli alacakların
mahsubundan sonra yapılandırmaya konu borçlara mahsup edilmesi
icap etmektedir.
Aynı fıkra gereğince, borçlu
tarafından hacizli malların satılmasının talep edilmiş olması,
alacaklı tahsil dairesince söz konusu malların satışa
çıkarılamaması ya da satışa çıkarıldığı hâlde satılamaması
durumunda, borçluya Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitleri
süresinde ödememe hakkı vermemektedir.
8- Borçlu
tarafından Kanun kapsamında yapılan ödemelerin kredi kartı
kullanılmak suretiyle yapılması durumunda borç kredi kartı ile
ödeme işleminin gerçekleştiği anda ödenmiş olacağından, bu şekilde
yapılmış olan ödemeler yönünden de varsa ödenen alacaklara ilişkin
tatbik edilmiş hacizler ödeme nispetinde kaldırılacak ve alınmış
teminatlar iade edilecektir.
Kredi kartıyla son taksiti de
içerecek şekilde ödeme yapılması hâlinde;
- Kredi kartıyla yapılan ödemelerin
ilişkin olduğu motorlu taşıtların satış ve devrine izin
verilebilecektir.
- Kredi kartı ile yapılan ödeme
tarihinden itibaren Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasında
yer alan taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden
vergilerin vadesinde ödenme şartı aranılmayacaktır.
9- 7020
sayılı Kanuna göre başvuruda bulunan ve borçları Kanuna göre
taksitlendirilen mükellefler tarafından, borcu olup olmadığına
dair yazı istenilmesi hâlinde Kanun hükümleri ihlal edilmediği
sürece bu borçları için vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair
yazı verilecektir.
10- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde,
il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlar ile Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve
özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de
sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerine, Kanun
kapsamında yapılandırılan alacak tutarlarını ikişer aylık dönemler
hâlinde azami 36 eşit taksitte ödenmesi imkânı verilmiştir.
Spor kulüplerinin bu imkândan
yararlanabilmeleri için başvuru sırasında Spor Genel Müdürlüğü,
Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil
edilmiş spor kulübü olduklarını belirten belgeyi ibraz etmeleri
gerekmektedir. Bu kulüplerin dernek veya şirket şeklinde
örgütlenmiş olması Kanun ile verilen imkândan yararlanmalarına
engel teşkil etmemektedir. Spor kulüplerinden aranılan amme
alacaklarıyla ilgili olarak ikincil sorumluluğu bulunan kişiler de
bu hükümden yararlanabilecektir.
7020 sayılı Kanun hükmüne göre bu
kuruluşların kendilerine verilen imkânı kullanarak ödeme yapmak
istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına; yirmidört eşit
taksit için (1,194), otuz eşit taksit için (1,238), otuzaltı eşit
taksit için (1,318) katsayısı uygulanacaktır. Katsayı uygulaması
bu Tebliğin (II/C-2) bölümüne göre yapılacaktır.
Diğer taraftan, il özel idareleri ve bunlara
bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar dışında il özel
idarelerine ait tüzel kişiler ise Kanunun tanıdığı azami 36
eşit taksit imkânından yararlanamayacaklardır.
11- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi ile
belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşların bu Kanun kapsamında yapılandırdıkları borçlarına
ilişkin taksit tutarları, belediyelerin
genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan
paylarından, 5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü
fıkrasındaki %40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler hâlinde
azami yüz kırk dört eşit taksitte tahsil edilecektir. Bu kapsamda,
kesinti tutarı her hal ve takdirde bu idareler adına genel bütçe
vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık
tutarının %50’sini aşamayacaktır.
7020 sayılı Kanun hükmüne göre bu
kuruluşların kendilerine verilen imkânı kullanarak ödeme yapmak
istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına;
- altı eşit taksit için (1,032),
- dokuz eşit taksit için (1,053),
- oniki eşit taksit için (1,064),
- onsekiz eşit taksit için (1,086),
- yirmidört eşit taksit için (1,109),
- otuzaltı eşit taksit için (1,19),
- kırksekiz eşit taksit için (1,247),
- altmış eşit taksit için (1,304),
- yetmişiki eşit taksit için (1,361),
- yüzkırkdört eşit taksit için
(1,703)
katsayısı uygulanmak suretiyle
bulunan tutar, taksit
sayısına bölünerek ödenecek taksit tutarları aylık
dönemler hâlinde kesinti yoluyla tahsil edilecektir.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak
kesintilerin Bakanlar Kurulunca durdurulması hâlinde,
yapılandırılan borçlara ilişkin aylık taksitlerin ödeme süreleri
kesinti yapılmayan aylar için durdurulacak ve ödenmeyen taksitler
tercih edilen taksit ödeme süresinin sonundan itibaren ayrıca bir
katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın aylık dönemler
itibarıyla paylardan kesinti suretiyle tahsil edilecektir. Bu
kapsamdaki taksitlerin süresinde ödenmemiş olması ihlal nedeni
sayılmayacaktır.
Öte yandan, bu idarelerin taksit
tutarlarının, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı
üzerinden aktarılacak tutarlardan daha yüksek olması hâlinde,
eksik tutarların taksit ödeme süresini takip eden ay sonuna kadar
borçlu tarafından ödenmesi durumunda, bu tutarlara geç ödeme zammı
hesaplanmayacaktır. Bu suretle ödeme yapılmaması hâlinde eksik
ödenen tutarlara geç ödeme zammı hesaplanacağı tabiidir.
Bu bent kapsamında kesinti yoluyla
tahsil edilecek olan taksitlerin, bent hükmünde belirtildiği
şekilde bir takvim
yılında ikiden fazla süresinde ödenmemesi hâlinde Kanundan
yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Ayrıca, belediyelerin peşin ödeme
indirimden yararlanabilmesi için yapılandırılan tutarın tamamını
Temmuz/2017 ayı içerisinde ödemeleri gerekmektedir.
12- 7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası gereğince, Kanun
hükümlerinden yararlanan il özel idareleri, belediyeler
ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında
Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası hükmü
uygulanmayacaktır. Buna göre, anılan kuruluşların, Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruları üzerine yapılandırılan
borçlarının ödeme süresince, beyanları üzerine tahakkuk eden
vergilerini vadesinde ödeme şartı bulunmamaktadır.
13- 7020 sayılı Kanun
hükümlerinden yararlanmak için açılmış davalardan vazgeçilmesi
şart olduğundan, borçlular tarafından Kanundan yararlanmak için
yapılan başvurular üzerine tahsilat işlemlerinden dolayı açılmış
davalar sulh yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183 sayılı
Kanunun 55 inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek
tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılmış olan davalara konu
alacaklar için Kanun hükmünden yararlanmak üzere başvuruda
bulunulması hâlinde, ödeme emrine karşı açılmış davalardan da
vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi gereğince
%10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.
14- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin yirmiüçüncü fıkrasında “(23)
Bu Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer
alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince
zamanaşımı süreleri işlemez.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hüküm, 7020 sayılı Kanun
kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunda yer alan
ceza kesme zamanaşımı sürelerinin işlememesini de sağlamaktadır.
Kanunun yayımı tarihinden
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal
edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler
üzerine tahakkuk eden vergiler kesinleştiği halde bu vergilere
bağlı olarak kesilmesi gereken vergi ziyaı cezaları Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla farklı safhalarda bulunabilmektedir.
Vergi aslının bu Kanuna göre
yapılandırılması durumunda, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi
ziyaı cezasının bulunduğu hukuki
aşama dikkate
alınarak işlem tesis edilecektir. Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla;
a) Vergi ziyaı cezasının henüz
kesilmediği haller ile vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmediği
hallerde vergi aslına ilişkin taksit ödemeleri devam ettiği
müddetçe vergi ziyaı cezası kesilmeyecek ve vergi/ceza
ihbarnameleri tebliğ edilmeyecektir. Vergi aslının bu Kanuna göre
tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ziyaı cezalarının kesilmesinden
ve tebliğinden vazgeçilecektir. 7020 sayılı Kanun hükümlerinin
ihlal edilmesi durumunda ise Kanunun 3 üncü maddesinin yirmiüçüncü
fıkrasına göre işlemeyen ceza kesme zamanaşımı süresi dikkate
alınarak gerekli işlemlerin tesis edileceği tabiidir.
b) Vergi ziyaı cezası kesilerek
vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edildiği hallerde vergi ziyaı
cezası için;
-uzlaşma talep edilmiş ve uzlaşma
talebinden vazgeçilmemiş ise Kanunun yayımı tarihinden sonra
uzlaşma sağlanmış olsa dahi, vergi aslının tam ödenmesine müteakip
cezanın tahsilinden vazgeçilmesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra
tahsil edilen bir tutarın bulunması halinde red ve iade edilmesi,
-ceza indirimi talep edilmiş ve
indirim talebinden vazgeçilmemiş ise, Kanunun yayımı tarihinden
sonra vergi ziyaı cezasına karşılık ödeme yapılmış olması halinde
vergi aslının bu Kanuna göre tam olarak ödenmiş olması şartıyla,
vergi ziyaı cezasının tahsilinden vazgeçilerek tahsil edilen
tutarın red ve iade edilmesi,
-dava açılmış ve ihtilaftan
vazgeçilmemiş ise, vergi aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi
şartıyla, ödemenin tam yapıldığı tarihten sonra yargı kararları
uyarınca işlem yapılmaması ve idarece de ihtilafın sürdürülmemesi, Kanunun
yayımı tarihinden sonra tahsil edilen bir tutarın bulunması
halinde red ve iade edilmesi,
gerekmektedir.
Diğer taraftan, vergi
aslının Kanunun yayımı tarihinden önce tamamen ödenmiş olması
halinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı
cezalarının;
- kesilmemiş olması durumunda
kesilmesinden, kesildiği halde vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ
edilmemiş olması durumunda tebliğ edilmesinden,
- vergi/ceza ihbarnamesinin Kanunun
yayımı tarihinden önce kesilerek tebliğ edildiği hallerde; uzlaşma
talep edilmişse uzlaşma talebinden, ceza indirimi talep edilmişse,
indirim talebinden vazgeçildiği kabul edilerek söz konusu vergi
ziyaı cezalarının tahsilinden,
- kesilmiş
ancak ihbarnameye veya takibe ilişkin ihtilafın bulunması
durumunda borçlunun müracaat etmesi ve ihtilafından vazgeçmesi
şartına bağlı olarak bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme
zamlarının tamamının tahsilinden,
- kesinleştiği
(Kanunun yayımı tarihinden sonra kesinleşenler dahil) halde takibe
ilişkin ihtilafın bulunmaması koşuluyla vergi dairesi tarafından
re’sen, bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının
tamamının tahsilinden,
vazgeçilecektir.
15- 7020 sayılı Kanun
kapsamında yapılandırılan alacaklara ilişkin zamanaşımı süreleri
6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının
onbirinci bendi hükmü dikkate alınarak tayin edilecektir.
16- 7020 sayılı Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunmayan ya da
borçları Kanun kapsamına girmeyen mükelleflerden aranılan amme
alacaklarının takip ve tahsiline devam edilecektir.
17- 7020 sayılı
Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık;
- Kanunun yayımlandığı 27/5/2017
tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar,
- Kanun kapsamında tahsil edilen
tutarlar,
- Kanunun 3
üncü maddesinin
onikinci fıkrasında belirtilen tecile ilişkin olarak 6183
sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizler,
red ve iade edilmeyecektir.
18- Bu
Kanun hükümlerine göre yazılı olarak yapılan başvuruların
taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya
verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi hâlinde ise tahsil
dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak
dikkate alınacaktır.
Diğer taraftan,
başvuruların Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr)
üzerinden yapılması hâlinde, başvuru tarihi, elektronik ortamda
başvurunun yapıldığı tarih olacaktır.
19- 2918
sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasında, alkol,
uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç kullandığı
tespit edilen sürücülerin geri alınan sürücü belgesinin iade
edilebilmesi için ilgili kişi hakkında trafik kurallarına
aykırılık dolayısıyla verilmiş olan idari para cezalarının
tamamının tahsil edilmiş olmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan hüküm
çerçevesinde, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında geri
alınan sürücü belgelerinin iade edilebilmesi için sürücü belgesi
geri verilecek olan kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık
dolayısıyla anılan Kanun hükümlerine göre verilmiş olan tüm trafik
idari para cezalarının ödenmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla, 7020
sayılı Kanun kapsamında borçlarını yapılandıran borçlulara, 2918
sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasına göre trafik
idari para cezası borcu bulunmadığına dair yazının verilebilmesi
için bu borçların tamamının ödenmiş olması gerekmektedir.
20- Bu
Tebliğin ekleri, çoğaltılmak suretiyle kullanılabilir.
21- 7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde,
diğer bazı alacakların da Kanun kapsamında yapılandırılacağı hüküm
altına alınmış olup Kanunun 4 üncü maddesinde Kanun kapsamında
yapılandırılarak ödenecek alacaklar, alacaklı idareler de
belirtilmek suretiyle bu Tebliğe ekli tabloda (Ek:3) gösterilmiştir.
Tebliğ olunur.
Ekleri için tıklayınız.
|